Kelâmın kibarı, kibarın kelâmıdır. Sözler meğer kıymetini bilene sarf edilmiş ola, sözün özü meğer hak edene değmiş ola! Meğer zülfü yâre dokunmak ola muradımız, bamteline basmak ola yüreğimizin.
Öyle bir vaktine eriştik ki âlemin kim neyin peşinde belli değil! Herkes herkesin peşinde, her şey her şeyin izinde; dost kazığın peşinde, kuş azığın, eyvah yazığın; kış baharın peşinde bahar yazın; erkek kızın peşinde avcı kazın… Sürer gider bu silsile.
Ruhsati haykırmış evvelden:
“Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil dert belli değil”
Öyle bir vaktine erdik ki âlemin kim neyin peşinde belli değil! Toklar açın peşinde zenginler fakirin; güçlüler güçsüzün peşinde silahı olanlar silahsızın; makamı olan makamsızın peşinde tahtı olan tahtsızın; bahtı olan bahtsızın.
“Fark eyledik ahır vaktin yiğittin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin
Papak belli değil börk belli değil”
Öyle bir vaktine erdik ki âlemin kim neyin peşinde belli değil! Akıl kalbin peşinde kalp maşukun; alıcı kuş gönlün peşinde gönül ak olanın; âşık olan aşkın peşinde aşk aklın; vuslat hasretin peşinde hasret kesretin.
“Adalet kalmadı hep zulüm doldu
Geçti şu baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acayip oldu
Koyun belli değil kurt belli değil”
Öyle bir vaktine erdik ki âlemin kim neyin peşinde belli değil! Haksız haklının peşinde suçlu suçsuzun; davalı davasızın peşinde mahkûm özgürün; nadan akilin peşinde akil sakilin; nobran zarifin peşinde zarif iş bilmezin.
“Başım ayık değil kederden yastan
Ah ettikçe duman çıkıyor festen
Harabe yüz tuttu bezm-i gülistan
Yayla belli değil yurt belli değil”
Öyle bir vaktine erdik ki âlemin kim neyin peşinde belli değil! Zalim mazlumun peşinde mazlum hakkın; katil maktulün peşinde maktul canın; harami tacirin peşinde tacir malın; züğürt paranın peşinde para aklın.
“Çarh bozulmuş dünya ıslah olmuyor
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor
Ruhsati de dediğini bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil”
Ruhsati şiirin peşinde şiir ahengin; laf sözün peşinde söz özün; redif kafiyenin peşinde kafiye ritmin; vezin hecenin peşinde hece hakikatin; şiir hakkın peşinde hak evrenselin.
Sahi kim kimin peşinde? Yalan doğrunun batıl hakkın; güzel çirkinin iyi kötünün. Sahi ne neyin peşinde?
Hatmi kelamı alıntı bir sözle sona erdirelim ey zarif okuyucu:
“Kimi mal mülk peşinde
Kimi şan şöhret.
Kimi kız peşinde
Kimi erkek.
Bilmiyorlar ki Azrail hepsinin peşinde!”
KAPTAN