Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi güneyi, doğusu batısı ne fark ediyor? Kanserli bir hücre gibi sarmış yurdun dört yanını illetli yaratıklar. Hastalıklı beyinler ortalıkta mikrop saçıyor. Sapık fikirler lağım gibi etrafa koku yayıyor. Yaşayan cesetler çocuklara musallat oluyor.

Hani iyiler nerede? O bebeklerin, çocukların  feryadı olacak milyonlar neden susuyor? Kaç çocuk katledilsin? Kaç bebek tacize uğrasın? Bir kota mı var bunun için Allah aşkına? Suçlular belli. Gün gibi aşikar yapılan, edilen eziyetler… Hiç bu kadar zillete düşmemişti insanlık!

Tutup da kollarından herkesi sarssam şöyle, Narin incitildi, Sıla paramparça edildi desem. Uyandırsam cümle âlemi bir daha yaşanmasın çocuk ölümleri ve tecavüzleri. Kurtarsak  geride kalan çocukları, incitmesek Narin kalpleri, Sıla hasretinde  bırakmasak hassas ruhları.

Biz diyoruz Narin katledildi. Ekonomi diyorlar, spordan bahsediyorlar. Hiçbir şey olmamış gibi yaşıyorlar. Oysa 8 yaşındadır Narinimiz. Minnacık bedenine çuvalı kefen biçiyorlar. Herkes susuyor, nasıl bir sağırlıktır bu rabbim? Yok mu bu masum sabilerin bu zalimlerden alacağı? Siyasetiniz de batsın, cemaatiniz de, aşiretiniz de. Narin’den taraf değilseniz kuburu boylayın! Hiçbir yapı şu masumların saçlarının telinden dahi kıymetli değildir. Topunuzun canı cehenneme… Var mı bunun sağı solu artık? Var mı bunun doğusu batısı? Ulan ne kadar çoksunuz. Nasıl da yüzsüz ve utanmazsınız. 

Ya insansın ya değilsin. İnsan olmayanlar o kadar çoğaldı ki! Terazinin bir yanı çocuklar diğer yanı caniler. Susarsak caniler baskın olacak. Susmazsak kalan çocuklar yaşayacak.  Yeni bir Nuh’un Gemisi inşa edilmeli ve sadece çocuklar kurtarılmalıdır. Çünkü bunun önüne geçmek yakın zamanda mümkün değil. Bataklık büyüyor ve genele yayılıyor. Bir leş kokusu sarıyor ülkeyi. Burunlar alışıyor bu kokuya, beyin artık kabulleniyor. Üzülerek söylüyorum olağanlaşıyor. İp sahne alsa boynunda şu sapıkların belki de bir nebze olsa engel olacak sonraki tecavüzlere ve ölümlere.

Kahreden bir hareketsizlik var, anlamını bulamadığım bir çaresizlik ve tahammül edemediğim bilip de bilmezlikten gelme. Kral çıplak, ne susuyorsunuz? Hakikati daha ne kadar saklayacaksınız. Narin de Sıla da yok edildi. İşte o vakit hepimizin salası verildi farkında olarak olmayarak.

Aman vermeyelim sapıklara, onlardan taraf olanları deşifre edelim. Korkumuz ne? Bir can değil mi Allah aşkına? Hiç değilse bu rezillikler ve alçaklıklar karşısında bir duruş sergileyerek çıkarız rabbin huzuruna. Artık şeytan taşlama burada yapılsın. Suçlular açığa çıktıktan sonra bağlansın ulu orta bir yerde. İsteyen küfretsin yüzlerine, isteyen tükürsün, isteyen  lanetlesin.  

Ahlak kalmadı memlekette. Biz diyoruz 2 yaşındaki Sıla tecavüze uğradı, entübe halde. Kem küm ediyorlar, eften püften şeylerden dem vuruyorlar.  Ne alaka diye bakıyoruz. Utanmadan mevzuyu değiştiriyorlar.  Biz diyoruz Sıla… Biz diyoruz Narin… Biz diyoruz Leyla… Susmuyoruz. Biliyoruz ki susup başımızı kuma gömdükçe nice Narin ve Sılalar katledilecek yine.  Şu cinayetlerden daha kötüsü toplumun artık bu gibi taciz, tecavüz ve cinayetleri görmezden, duymazdan gelmesi…  Ülkenin ayağa kalkması lazım. Yer yerinden oynamalı. Gel de küfretme şimdi? Can Baba’ya mal edilen  “Bana şiirlerinde küfür etme diyorlar fütursuz / Lan bu kadar o. çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz” dizelerindeki küfür modundayım. Gel de kahredip lanetleme? Susmayın sakın.

Bir yere yamamayın bunları. Katil katildir, sapık sapıktır. Kim olursa olsun! Bir partiye de dahil olabilir, bir inanca da girmiş olabilir. Namussuz namussuz, ahlaksız ahlaksızdır. Kabul edin ahlaken çöktüğümüzü. İnsanlık olarak bittiğimizi görün. Salası okundu ahlakın bu ülkede geçtiğimiz dünlerde.

Suçlular ne de güçlü, tecavüzcüler nasıl da pişkin… Katiller ne de yetkin. Sülalece susup koruyoruz rezil olanı.  Sustukça daha  da çıkıyor pislikler ortaya. Vicdanınız sizi uyutmasın kalan ömrünüzde.  Topunuzun canı cehenneme… Hem cehennemden de öteye. Gerisi falan filan işte! Gerisi suspus… Gerisi yok… Safınızı belli edin, tarafınızı. Kendi tecavüzcünü, kendi katilini bu benden diye koruyup saklarsan sen de tecavüzcü ve katilsin demektir. 

Küçüklerimizi korumak… Bu artık bir güvenlik meselesi ve memleket sorunudur. Umumu alakadar ediyor. İbret-i âlem olsun diye bir kerecik de olsa şu tecavüzcüler, katiller ve bunlara dahli olan her kim varsa alabilecekleri en ağır cezayı alsın ve ölsünler.

kaptan

GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

Recent Posts

ÇOCUKLARDAN UZAK DURUN

Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…

3 gün ago

NARİN

Nasıl da güzel bir ismi var. Nasıl da zarif… Nasıl da… Nutkum tutuldu. Kim ne…

2 hafta ago

KUNDAKLAR KEFEN OLURKEN

TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…

4 hafta ago

TELMİH SOHBETLERİ

TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…

4 hafta ago

ÖLÜ ÇOCUKLAR ÜLKESİ

Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…

1 ay ago

KARAKOÇAN’IN GÜZEL YÜREKLİ İNSANLARI

Temmuzun insanı eriten sıcağında yüreğimize kar serinliği getirip bizi mutlu eden ve  ikisi özel olmak…

3 ay ago

This website uses cookies.