Bunu yazdım diye sakın kızmayın bana. Nazım’dan ç-alıntı cümlelerle anlatayım: Ben yazmasam sen okumasan biz duymasak nasıl ortaya çıkar böylesi aşağılık yaratıklar? Yırtacaksın vallahi de o leş kokulu ağzı. Sonra da dalga geçeceksin onunla, gel bize bazı bazı. Ehli tarikatım diyor, herkes onu kutsal biliyor. O da bu yetkiye dayanıp toplumun anasını belliyor. Oysa bostan belle, bahçe belle, tarla belle… Çıplak elle olur mu böyle?
Ehli tarikatım diyor, ehli sapık çıkıyor. Bakıyorsun zındık oluyor 12 yaşındaki sabiye göz dikiyor. Utanmadan kızın babasından af diliyor. Olur mu böyle teres? Enteresan sözler sarf ediyorsun. Lağımın sözlük anlamında adın çıkıyor. Çukurun bile sana göre bir seviyesi var, çukurdan da çukur bir ahlakın var. İstismarda bulunduğu 12 yaşındaki kızın babası olan müridine: İntihar ederim bak, bu diyardan giderim. Hizmet başsız kalır sonra onca emek boşa çıkar, diyor, duyulursa 12 yaşındaki kızını öptüğüm… Bir yanlış yaptım kabul, hukukumuz var. Sen beni ne olur affet, hem ötesi olmadı diye dil döküyor. Dilin kış günü demire yapışa, kalasın öyle apış apış… Kodese giresin çıkmayasın tıpış tıpış.
Dur bakalım ne olacak diye bekleyecek miyiz? Beyni bacak arasında olan yavşak biraz yavaş… Rabden utanmıyorsun da kuldan mı utanıyorsun zındık? Aynaya bak da leş kokan bakışından faydalan. Mahpuslukta içindeki sapıklıkla oyalan. Kendini sev hem de hoyrat bir şekilde. Dört duvara tırman da öyle sap gibi ortada kal!
Ayan beyandır her şeyin artık toplumun gözünde. Bir pantolonsun farz et, atmışsın götünde.
Küfür ayıp olmayaydı da edeydim ağız dolusu. Böyle bakaydım da gözlerine tüküreydim kalıbına. Cehenneme kadar yolun var diye haykıraydım. Yaşaman suç şeyh efendi gitmen değil! Kubura kaşıkla gir, sonra da de ki: “Ben bir bok yedim.” Şifa olsun bu bok canına, daha ne dememizi beklerdin? Zaten etmişsin edeceğini edebileceğin kadar. Sana mezar bile dar, toprak bile itiraz eder. Yılan çıyan senden daha evladır. Börtü böcek senden daha makbuldür. Baharda tarlaya salınan danalar gibi saldın kendini çayıra, bayıra. Şimdi otur da bayıra karşı, kaşı oranı buranı. Yediğin naneler işte böyle ayan olunca seni nasıl da güzel tırmalar.
Her yola girilmez halkım, saklı kalsın her hakkın. Rab ile arana koyma kimseyi varsa eğer biraz aklın. Kime emanettir yavrular bak da ders al. Halt yiyense bak neler yumurtlar. Ey analar, babalar! Sizsiniz çocuğunuzun ilk hocası, öğretmeni… Neden ellerinizle teslim edersiniz yavrunuzu sapığa, psikopata, manyağa? Cehalettir sizleri bunların kucağına iten. Siz kendi güneşinizi başkasının karanlığında arıyorsunuz. İçinize dönün ve işinize bakın! En büyük yolculuk budur. Rabbi bulmak için şeyhe, hacıya, hocaya, üfürükçüye ihtiyacınız yoktur. Açın Kuran’ı okuyun.
Şeyhim diyor müritleri ona. Kılı dahi prim yapıyor. Teri parfüm diye koklanıyor. Artığı cana nimet biliyorlar. Ulan kendisine yok daha hayrı size mi kalmış hıyarı? Vallahi bana bir şeyhler oluyor! Hem tarikatın adı da uşşaki imiş. Bizimle uşşak mı geçiyorlar yani? Millet uzaya çıkıyor hakikat dünyasında bizimkiler şeyhin istiharesinde medet umuyor. Millet bilime merak sarıyor, bizimkiler ibneye.
12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar… Bunu yapanda kalmamış billahi de ar. Toplumdaki en zehirli mar, işte bu çomar. Salyası eksik değil ağzında. Gözleri şehvetten ateş ateş sanırsınız şeytana eş. Bu yılın şeytanı bulundu, taşlarınızı atın lütfen! Utanmasa düz duvara tırmanacak yaşına başına aldırmadan. Her ayı mart anlayacak. Bir de hırka giymiş şeyh niyetine. Ulan biraz da insanlık giyinsene!
Sakarya Akyazı, amanın da şeyhin varmış nazı. Edermiş eteğini öpene niyazı. Bence olmuş herkes niyazi! Uyan güzel toplum, ayağa kalk! Bak çocuğuna göz diken tecavüzcülerdir bunlar. Kus öfkeni, at tükürüğünü, et küfrünü. Çocuğumuzu suiistimal edeni koruma, sahip çıkma! Bir taş da sen at, bir tavır da sen koy, bir öfke de sen kus, bir ses de sen kat sesimize. Dalga dalga büyürsek bu tarz rezaletler son bulur belki. El ele olursak, sırt sırta verirsek çocuklarımız kurtulur. Tarikatmış, cemaatmiş, şeyhmiş, bilmem neymiş. Geç bunları anam babam geç. Teslim ettiğin senin özbeöz çocuğundur, hem onlar ne de masumdur, çaresizdir dilsizdir. Karşında çakallar var nasıl da kuzunu verirsin. Namusuna göz dikeni nasıl da yüce bilirsin. Bu kadar mı kör oldun hakikate, bu kadar mı sağır kesildin hakkın sesine? Sahte bir şeyhin nefesine mi muhtaç kaldın? O da tuvalete gidiyor, onun da geride bıraktığı kokuyor. Nefesi kokuyor, ahlakı çürüyor onun da. Bir tek üremeyi biliyor, ürüyor bir de. Medet mi umuyorsun ondan? Haşhaşi bunlar haşhaşi, sizi haşlıyor kısık ateşte fark etmiyorsunuz?
Bu şeyhin kendine dahi yokmuş hayrı. Kalkmış da kendini nimetten sayıyor. İdam tek çaredir sapığa, oturtacaksın kazığa. Teneşir tek paklar azmış olanı, darbımeseldir. Din taciri kurmuş dönme dolabı kalmamış artık arı hicabı. Çocuğa dahi göz dikiyor büyüsün hele alırım diyor. “Sen bir Ebubekir olamaz mısın oğlum?” diyor ki haddine bak şunun. Bunu da büyük bir himmet sanıyor. Meseleyi büyütmeyin ve uzatmayın ben gidersem hizmetten mahrum kalır burası, diyor bir de utanmadan. Yüzsüzlüğü de cabası…
Bana bir şeyhler oluyor! Vadesi dolmuş şeyhlerden badeli hikâyeler… Ağlarını attıkları herkes en müstehcen hikâyelere boğuluyor. Ülkeme bakın da bir zahmet daha neler oluyor neler? Tek şunu diyorum: Çocuklardan uzak durun, fantezileriniz de size kalsın.
KAPTAN