Allah azze ve celle… Davasının şuurunda bir çocuk ve ondan korkan kocaman bir topluluk! Gazeteci, Filistinli çocuğa sorar “Sen en çok hangi kahramanı seviyorsun?” diye. Filistinli çocuk sert ve öfke dolu bir sesle: “Hiç birini!” der. Gazeteci şaşkın bir şekilde tekrar sorar: “Neden?” diye. Filistinli çocuk somurtarak: “Hiç biri bizi kurtarmaya gelmedi.” der. Ellerimiz duada bu gece Filistin için! “Var ol Filistin, kahrol İsrail!” diye. Kahramanlar filmlerde kaldıysa artık vay halimize.
8 milyon nüfusluk İsrail, 1,5 milyarlık İslam dünyasına karşı. Onlar 8 milyon kişi birdi, biz 1,5 milyar kişi ayrıydık. Sorun bu! Yahudi Siyonist asker , Filistinli çocuğa sorar “Siz Müslümanlar neden ölülerinizi gömüyorsunuz. Halbuki bizler ölülerimizi yakarız.” diye. Maksat dalga geçmektir bu da gayet bellidir. Filistinli çocuk biraz düşünür ve ağır başlılıkla şöyle der: “ Hazineler gömülür, çöpler yakılır!” Onlar tarafından katledilen her bir can hazinedir elbet. Hazineler artıyor her geçen gün! Ölen çocuklar ve kadınlar için mağfiret diliyoruz Rabbimden.
Zulme duçar olanlar elbet bir gün bu zulme dur diyecek ve şahlanıp ayağa kalkacaktır. Kalpte ve dilde ne varsa döküyoruz gecenin karanlığında İsrail’i telin ederek, Filistin’ e destek vererek. Onların kul yapımı bombası varsa bizim de Rab yapımı duamız vardır diyerek! Elimden bir şey gelmiyor deme kalbinden geleni ver. Yanacağız tabi ki dünyanın dört bir yanında mağdur ve mazlum olan her insana yanacağız. Taraf olacağız elbette, bu dünyada namuslu, vicdanlı ve şefkatli insanların da olduğunu, insanlığın sadece din, dil, ırk, sınıf ve siyasetle olunmayacağını haykıracağız.
Yeşil sahalarda atılan gollere sevindiğimiz ve onları paylaşıp yücelttiğimiz kadar ölen insanların kıymeti yok kalplerde. Her bir gol bizleri mutlu edip, zevkten dörtköşe eyleyip uyuturken onlarca çocuk kadın ölüyor Filistin’de uçakların bombalarıyla. Bizden uzak demeyin sakın varsa şayet aklınız! Onları -çocukları- bombalardan koruyacak hiçbir şeyleri yok, şemsiyeleri bile! Yıllardır abluka altındalar ve aç biilaçlar. Kaderlerine terk edilmişler ve tek tek öldürülüyorlar yaşına cinsiyetine aldırmadan. Oyuncak tabanca değildir hedef oldukları gerçek tabancadır. Üzerlerine atılan gonca gül değildir bombadır.
Açlık zirve yapmış burada, susuzluk kurutmuş her yanı, ilaçsızlık öldürmüş nice canı. El uzatan yok, ablukayı bir çarşaf gibi kaldırıp atacak olan da! İlaç olup yaraya derman olacak da yok, ekmek olup midenin açlığını bastıracak olan da!
Ebabil de küçüktü ama Ebrehe’nin fil ordusunu delik deşik etti attıkları çakıl taşlarıyla. Bu yüzden onurlu ve gururlu Filistin çocuklarını, sapanla attıkları taşlardan dolayı ebabillere benzetiyorum. Kudüs kan ağlıyor, pansuman olan yok. Rabbimin yarattığı kuşlar da uçuyor ama onlar bomba atmıyor insanların üstüne. Kulun yaptığı uçaklar da uçuyor ama onlar bomba atıyor insanların üzerine.
Dağdan gelip bağdakini kovuyor İsrail. Eğer sizler üzüm gibi ezilmeyi göze alıyorsanız daha çok şarap yapılırsınız. Filistin’e tonlarca bomba atıldı. Onlarca ölü var. Çocuklar ve kadınlar öldü bu bombaların sonucunda. Bu İsrail’in kendisini muhafazası için meşru müdafaasıdır ve bu davada tarafsız kalalım diyenlere bu ölümler dokunmuyor mu? Biz tarafız siz uzak durun. Ezilenden yana tarafız, ölenden yana!
Gazeteci, Filistinli çocuğa sorar: “Burada en çok hangi işi yaparsınız?” diye. Filistinli çocuk cevaplar hemen “Şahadet!” diye. Gazeteci “Neden?” diye şaşkınca sorar tekrar. Filistinli çocuk somurtarak “Hiç kimse sağ kurtulmuyor ki! Ve herkes bile isteye gidiyor ölüme!” der.
Kudüs kan ağlıyor. Gören var mı ola? Dünyanın en büyük gözyaşı damlası dökülüyor Kudüs’te de kimse silmiyor o gözyaşlarını. Uçaklar ölüm kusuyor da kimse dur demiyor. Çocuklar paramparça oluyor da kimse Allah için ses çıkarmıyor. Onlar sayıca az ama birlik içindeler. Bizler sayıca çokuz ama ayrılık içindeyiz. Soruyorum Filsitinli sapanlı çocuğa: “Ne yapıyorsun elindeki sapanla?” Gülüyor ve bana cevap veriyor tüm inancıyla: “Şeytan taşlıyorum.”
kaptan