“Derdim” var rabbim, “der’dim.” Sesimi duyan milyonlar sesime, ses oluyordu ve bir yürekken milyon yürek oluyorduk. Damla damla akıyorken sonunda coşkun akan bir nehir oluyorduk ve ummana katılıyorduk.

“Rabbim aç kapını sana geliyoruz!” diyorduk. Meczuptuk, münzeviydik, divaneydik, hak yolunun serdengeçtileriydik. Açardık avuçlarımızı göğe, başlardık göğermeye. “Derdi veren de sensin Allah’ım, şifayı veren de… Teslimiyetimiz tamdır. Başka da kimseye yoktur kulluğumuz. Canı bu bedene katan da  sensin Allah’ım,  bu bedenden çekip alan da… İmanımız tamdır.”

Sonra durulurduk. Başka alemlere dalardık. Rayihalarından nemalanırdık ötelerin.
Yemişlerinden tadardık. Gözlerimize sürmesini çekerdik maveraların. Aşk sermestliğimiz geçince kaldığımız yerden tekrar başlardık duamıza: Rabbim, gülü verip aciz kullarını sevindirirken dikeni verdiğinde niye üzülelim ki! Güneşi tepemize dikip de bizi aydınlattığında şükrümüz çokken, güneşi çekip üzerimizden karanlığı örttüğünde şükrümüz azalacak mı?


Pervanenin mumum etrafında dönmesi, hacıların Kabe’yi tavaf etmesi nasılsa bizlerin de senin aşkının etrafında dönmesi aynıdır. Semazeniyiz mutlak güzelliğinin. Yoksa bu sarhoşluğumuz fani dünyanın şarabıyla mümkün değildir. Nefeslenmek için durduğumuzu zannediyorduk oysa daha çok yoruluyorduk. Bizim ellerimiz ve dudaklarımız duadan mahrum kalmamalıydı.

“Başka da dayanağımız yoktur yaslandığımız, kapımız yoktur çaldığımız? Gözlerimize ışığı koyan da sensin Allah’ım, karanlığı perde gibi çeken de gözlerimize. Sineği Nemrut’un kulağına sokan da sensin rabbim, tohuma ağacı gizleyen de! Kimseye değildir isyanımız. Hayrın da şerrin de imtihanımız olduğunu çok şükür bilenlerdeniz.

Dağ taş, börtü böcek, cümle çiçek “Amin” diye haykırıyordu. Cümle mevcudat pürdikkat bizi dinliyordu. Fidanlar nazlı nazlı salınıyor, yapraklar hışırdıyor, kuşlar cıvıldıyor, su şırıldıyor, rüzgar hafiften ıslık çalıyordu. Herkes lisanınca rabbin adını anıyordu. Yeryüzüne huzur iniyordu ve huşu içinde her şey secde ediyordu.

“Derdim”var rabbim, “der’dim.” Meğer derdi olan tek ben değilmişim.Kaç saat dalmışım bilmiyorum. Kaç gün, kaç hafta, yahut ay…


Dünya denen bu handa misafirmişiz. Yüzüne gözüne kanmışız yaşamın. Hakikate kör olmuşuz. Yere düşen yaprağa, bir ağaç olur gözüyle bakmamışız.

Yüreğimin içinden bir ses geliyordu hiç durmadan: “Derdi olana şifa ver rabbim.” diye. “Amin.” diyordum kalbimden gelen bu duaya bütün samimiyetimle.

Gürhan GÜRSES

Önceki İçerikNANKÖR KEDİ (!)
Sonraki İçerikBABA
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.