Çok da gündeme gelmedi sanırım ya da geldi de ben mi gözden kaçırdım.
Haberiniz oldu mu sizin de.
“19 göçmen donarak öldü.” haberini okudunuz mu bir gazetede ya da izlediniz mi herhangi bir kanalda.
“Tek dişi kalmış canavar” neden hep kendilerinden olmayanı ısırıyor?
Hangi kitapta var insanları yalınayak baldırı çıplak soğukta bırakıp ölüme terk etmek?
“Nerde? Gösterdiği vahşetle “Bu: bir Avrupalı”
Dedirir, yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi…” sahi cevabınız var mı bu nerede sorusuna?
Mülteci olmak insanların kendi tercihleri değil, onları mülteci durumuna itenler bugün de yalınayak bırakıyor kış günü dışarıda.
AB insanlıktan yoksun, Yunan daha yoksun.
Al birini vur ötekine.
Yazık oluyor mülteciye.
Boğulan mı ararsınız, donan mı, vurulan mı, itilip kakılan mı?
Her çeşit ölüm var menüde.
Yeter ki mülteci ol yok öyle değil “mülteci öl!”
Yunan sınır birliklerince ayakkabıları çıkarılıp, elbiseleri soyulup Edirne’nin İpsala ilçesi Paşaköy Mandakoru Mevkii’ne itilen göçmenlerden donarak hayatını kaybedenlerin sayısı 19’a yükseldi.
İçiniz yanmaz mı bu haberden sonra?
İnsanlığınız kanamaz mı?
Niye dünya gündemine gelmez bu ölümler?
Hiç mi kalmamış insanlık?
Yunan neden resmî olarak kınanmaz?
Dur demek bu kadar zor mu bu ölümlere?
Sorular çoğalarak ve şiddetlenerek devam edip gider böyle.
Kimliği önemli suda boğulan mültecinin?
Rengi buna sebep mi?
Dili engel mi bunlara yardım etmeye?
“Ne işleri var orada?” diyenleri duyar gibiyim. Ben de bu soruya şu soruyla cevap veriyorum: “Onların ülkesinde başkasının ne işi var?”
İnsan, insana yapar mı bunu?
Kış günü yerinden yurdundan olan bir mültecinin alır mı ayakkabısını ayağından?
Üstünü başını soyar mı zemheride?
Donacaklarını bile bile onları iter mi ölüme?
Neredesin ey merhamet?
Ey vicdan, hanisin?
“Medeniyet” diye bilinen bir coğrafyada bu “keyfiyet” de neyin nesidir?
Dünya asla ıslah bu saatten sonra.
Her türlü musibet “dürrügüher gibi yağacak semadan”
Nasibini alacak bu musibetten illaki insanlıktan nasiplenmemiş olan.