Nevruz yeni gün demek; “Nev” yeni demektir, “ruz” ise gün… Baharın gelişi manasında, toprağın canlanışı demektir. Yeniden doğuşudur yeryüzünün. Bir çiçeğin merhabası, bir kuşun selamı, bir çocuğun gülüşü, bir annenin mutluluğu, bir ninenin masalı ve bir kutlu zatın duasıdır nevruz.
Kardeşliktir nevruz, düşmanlık değil; güzelliktir, çirkinlik hiç değil!
Barıştır nevruz, savaş değil; güldür diken hiç değil.
Mevlana gibi yeni şeyler söylemek lazım. Bugüne kadar savaş tamtamlarını,kavga seslerini, hamasi çığlıkları çok duyduk. Öfke tohumlarının atıldığı ve fideye durduğu bir zamanda barışın çiçeğini sulamak ve yeşertmek bu coğrafyada yaşayan insanların işidir. Fikirlerimiz yarışsın, hislerimiz yeşersin, güzel ülkemiz birlikteliğimizle gelişsin.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dün de beraber gitti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Nevruz yeni gün demek; “Nev” yeni demektir, “ruz” ise gün…El ele kol kola yürümeliyiz bahar bahçesinde çiçekler arasında, börtü böcek sesi eşiliğinde. Kuşlar uçuşsun, sular çağlasın ve içimize insanlığın ortak nefesi dolsun. Cemre misali insanların fikrine, gönlüne kardeşlik düşsün, orada yer etsin ve filizlensin. Kokusu ve meyvesi bütün insanlığın nasibi olsun. Gölgesinde otursun halklar, güzellikten dem vursun herkes, iyilikten. Evrensel bir türkü yayılsın dudaktan dudağa; insanlık sözde kalmasın, ölmesin kimse, yurdundan, çocuklarından ve kadınlarından olmasın.
Açmalıyız yediveren gül gibi ren renk, koku koku, dal dal olmalıyız, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i ile. Köklerimizi salmalıyız ülkem coğrafyasının dört bir yanına. El âlem birlik neymiş görsün, bahar neymiş anlasın.
Çiçeklerimiz var birbirimize sunacağımız, meyvelerimiz var birlikte yiyeceğimiz. Çocuklarımız var beraber oynayacağımız, çeşmelerimiz var aynı tastan su içeceğimiz; türbelerimiz var el açıp duaya duracağımız, camilerimiz var saf saf namaz kılacağımız, cemevlerimiz var semaha kalkacağımız.
Başkası dost değildir bize; komşuyuz, akrabayız, dostuz, arkadaşız. Bu coğrafyanın ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, toprağına yüz sürmüşüz. Aynı takımı tutmuşuz ele güne karşı. Kız alıp vermişiz birbirimize. Aynı küfrü dilimize dolamış, aynı espriye gülmüş, aynı acıya karalar bağlamışız. Aynı virüsle uğraşmış, aynı çığın altında kalmış, aynı depremde yardıma koşmuşuz. Uğruna savaşmışız bu ülke için, vurmuş vurulmuşuz. Bir tarih yaratmışız en şaşaalısından. Mezar taşlarında bu coğrafyadaki her şehrin, ilçenin, köyün adı yazılı.
Nevruz geldi; barışa uzansın kalpler, huzura atılsın sloganlar, gülen çocukların hatırına kutlansın. Ölmesin tek bir insanı bu ülkenin, yok yere, haksız yere. Yeşersin nevruz çiçeği gibi boy boy, açılsın salkım saçak Anadolu’da kardeşliğin remzi. Kaç bin yıl yaşadık beraber, kaç bin yıl daha yaşayacağız.
Nevruz yeni bir umut olsun istiyorum Türkiye’mde. Herkes kendi kimliğiyle Türkiye çatısı altında dostça, kardeşçe ve en mühimi de insanca yaşasın istiyorum. Kilisede, havrada, sinagogda, camide, cemevinde ibadetini yapsın özgürce. Tek çarpsın yürekler, insanı esas alsın cümle zatlar.
Nevruz gelsin kurulsun şöyle, yeni şeyler söylesin. Karnımız tok hamasi sözlere, veciz nutuklara sırtımız pek artık. Anlatacaksa güzel günlerden dem vursun. Güzel insanlardan bahsetsin kavgasız ve gürültüsüz. Mutlu bir yarına inandırsın bizleri ve kutlu bir aydınlığa çıkartsın ülkemizi. Nevruz gelecekse böyle gelsin, biz de kutlayalım içimiz bahar şenlik içinde.