Haykırıyorum, ister hazır ol da dinleyin beni ister bağdaş kurarak, ister amuda kalkarak. Sivilleştiğimizin ve sivrileştiğimizin ilanıdır bu sözler. Rabbim bir daha bu millete darbe yaşatmasın.
Biz kalbi darbelerdeyiz, hissi devrimler geçiriyoruz. İçimizdeki hainler ülkeyi yıkmaya çalışırken içimizdeki güzeller de bizi devirmeye çalışıyor. Boş şişe değiliz ki öyle kolay devrilip kırılalım.
Malum eylüldeyiz, herkes eylülü yazıp anlatıyor. İllaki herkesin bir eylülü vardır her takvimin eylülü. Biz ne eylüller yaşıyoruz baharımızda. Yaz günü üşüyoruz, kış günü yanıyoruz, baharda soluyoruz, hazanda vakitsiz yeşeriyoruz.
Darbelerdeyim sevgili, yazdıklarımı darbe günlüğü say! Olur da mahkemeye çıkarsam bir gün, sevdiğimin delili olsun. Varlığın bir yandan, yokluğun diğer yandan; hasretin öte yandan, hüznün beri yandan… Dört bir yandan kuşatılmış yüreğim. Bir sağdan bir soldan öldürülenlerin ülkesinde darbelerdeyim. Bu yüzden şubatları sevmem, eylülleri asla!
Darbe üstüne darbe gördü bu adam ama hiçbiri kalp cumhuriyetimdeki darbe kadar yıkıcı olmadı. Millet darbe görsün, postal… Bin yıl sürecek inan, laf değil; kalp ülkem istila edildi, darbelerdeyim, arbedelerdeyim. Üniformalardayım habire, rütbem sensin. Sökeceklerse söksünler bakayım. Duygularım harap, halim bitap; okuduklarım hep yasak kitap! Kulaklarımda eski bir pikap, bir darbe sabahı Hasan Mutlucan türkü söylüyor. O değil de Koray Avcı ne de güzel söylüyor “Sen Benden Gittin Gideli”yi.
Gittin ama ne hale koydun bu canı. Tanktan beter ezdin bu yüreği. Yokluğunun paletleri lime lime etti beni. Benliğim yok oldu, varlığım tuz buz. Diyarbakır cezaevi gibi işkencelerdeyim, soğuğum herkese, uzağım. İsyanım var, göğü açın Allah aşkına, göğsümü yarın.
Postmodern bir aşk değildi bizimkisi, kendi aşkında kavrulmak, narında yanmaktı habire. Duydum ki giymişsin postallarını! Giy! Ne tank takmışım ne postal, ne de top tüfek. Hiçbiri yokluğun kadar koymadı. Aşkına inanmışım milyon kere! Ne komutan takmışım bu aşkta, ne de paşa!
Darbelerdeyim sevgili, sen rahat yaşa. İtiraf kabul et, belge say! Sevdiğime nişan kabul et. Bana paşalık taslama, maşalık olamam bu sevda uğruna. Kalbimin generali oldun bal gibi biliyorsun, böyle tatlı kal hep. Pazara kadar değil mezara kadar hiç değil; cehennemse cehenneme kadar bil. Sen beni mutlu bilme ama sen mutlu ol bileyim bunu.
Parkamda kokun var, mataramda gözyaşın, postalımda tozun, gözümde izin. Er niyetine değil canlı cenazem, sen niyetine. Darbe planı yapmana gerek yoktu. Şafak karanlıktı senden yana. Bir hava izni açardı seni, bir kafa izni, bir aşk. Oysa yıktın gittin, ezdin. Bir asker gibi gittin, bir üniformalı gibi. Şafağı hiçe saydın, aşkı yoka. Palaskanda sakladığın mektupları attın. Beni günleri sildin gittin. Yazdığım her satır, her dize senden illaki bir hava taşıyor. Biraz hüzündür bu, biraz özlemdir.
Künyemde adın var. Beni yok biliyorlar. Firara çıkmış sevdam, anonslarda adın geçiyor. Kayıplardayım çok büyük ayıplardayım. İnzibatlar peşimde, gölgemden kaçıyorum. Sevmekten yana dosyalarca suçum var.
Darbelerdeyim sevgili! Bul beni desem, al beni. İnan çıkmazlardayım; arbedelerde, harabelerdeyim. Ne tahtım var, ne de payitahtım. Tek ahdım ve andım sana vasıl olmak, sende asıl olmak…
Künyemde adın yazıyor. Beni bir akşam vakti kalbinden düşüyorlar. Kurumuş bir papatya oluyor ve avucunun içine düşüyorum. Beni bir bahar günü kendi ellerinle defnediyorsun. Postalımda çiçek büyütüyorsun.
KAPTAN