Gel.
Gel Karakoçan.
Zenginleş de gel.
Tunç kafiyeleş de gel!
Aklımdasın Karakoçan, saklımdasın.
Bir derin yara gibi sırtımda, kalbimde bir jilet kesiği gibi…
Saymıyorum artık Karakoçan’daki günleri. Düştüm kendimi tabelalardan. Takvim yaprakları şimdi kâğıttan uçak, ilçemin üstünde pır pır edip uçar. “Uçak babama selam söyle!” der Karakoçanlı sevdalı yürek. Uçak çocukluğuma haber yolla, uçak lütfen!
Saatleri kırdım, yelkovan ayrı yere düştü, akrep ayrı yere. Saatçi Seyda şimdi çok uzaklarda…
Yok saydım bütün insanları, ne kadar da insan tanımışım bu yaşa dek. Ne kadar insan yitirmişin bu yaşa denk? Gültepe doldu, Asri Mezarlık şimdi tam bir mahalle oldu. Girişi ve çıkışı mezarlık olan ilçem, ne kadar da yaşama benziyorsun? Kapıdan girdin pencereden çıktın misali. Kalp kırmaya değer mi fikredin daima?
Çiçekleri kuruttum bugün. Kokularını savurdum, renklerini soldurttum. Karakoçan şimdi yaban ve yavan… Karakoçan insansız ve çiçeksiz… Karakoçan harap ve bitap… Kime ne diyeyim? Dert de bende deva da! Taze yarana tuz basmak isteyen de çok patlayan damarına tampon olmak isteyen de! Kime ne anlatayım?
Bil iki gözüm, bil vaziyetimi. Sensiz bu ilçe, ilçe değil; ben, ben değilim. Neşe sensin Karakoçan’a; umut sensin, aydınlanma. Sensin mavi Karakoçan’a saba yeli, dudu dili…
Şimdi yağan gökyüzünden kahırdır sicim sicim. Hüzündür anasını satayım, gözyaşıdır sel sel. Ak deli deli Peri Suyu, ak da can kat ömrüne. Heder olan bir tek kapılan değildir suyuna, hayaline dahi âşık olandır her an. Bilme ne halde olduğumu, işkenceden beter uzun gecelerde boğulduğumu. Bu anlamsız ayrılıkta neyin nesi?
De bana şimdi. De Karakoçan, de bana: Saltanatını kuran kim kıyamete değin? Gültepe’de kaç kafatası var, kaç iskelet, kaç mezar taşı? Kalan var mı hesap et? Bu dünyaya çivi çakan var mı gör!Bu suskunluk neyin muhasebesi?Karakoçan’da baykuşlar tünemiş tünek üstüne.Türküler söylenir, hasreti hasret üstüne. Hicranlar yaşanır, hicranı hicran üstüne. Gözyaşlarım var yağmur üstüne, ağıtlarım var gidenler üstüne.
Korkuyorum yalnızlıktan, yalnız kalmaktan. Ansızın nefessiz kalıp yitip gitmekten… Yani sensiz, Karakoçansız, cansız kalmaktan… “Karakoçanlı olmak ayrıcalıklı olmak demektir.” gibi beylik laf etmiştim evvelden. Laf ola beri gele şimdi. O da hayal oldu. Sıradanlaşan bir aşktır artık bizimkisi. Sevdalısı kalmadı artık hiçbir şeyin deli divane tutkulusu…
Ne bekliyorsun artık; bir ses, bir nefes ver yalvarırım Kuruca’dan, Silbus’tan. Yoksa yoksa içine düştüğüm kafes öldürecek beni. Çık gel Çille’den, Kalecik’ten. Kop gel Goman’dan, Kafan’dan.
Uzat ellerini artık Karakoçan’ım. Yoruldum beklemekten. Al yalnızlığımı içimden. Uzat ellerini Karakoçan’ım. Ohi’nin kollarını sar boynuma. Çelakas’ın gümüşten bellerini dola kollarıma. Kurtar beni dehlizlerden; ışığa, aşka ulaştır Karakoçan’ım.
Kapında kul kölen mi var? Uğrunda deli divane olan mı var? Senin için yanıp kavrulan mı var? Seni sayfa sayfa anlatan mı var? Teşhis sanatı seni insanlaştırsın, kulak ver bana: “Seni benden özge seven mi var?”
Gülü seven dikenine katlanır amenna, dikenden öte ne var Karakoçan? Dikenden öte ne var bohçanda? De bana Karakoçan! Ak güller tak saçına, salın da gel yanıma. Karagüller saç etrafına, inci mercan saçıl da gel. Bir düğün konvoyu cümbüşü ile açıl da gel Karakoçan. Bir halay türküsü ağırlığıyla gel. Kulubaba’dan esen bir akşam esintisiyle gel. Yolçatı’dan bir sabah güneşiyle çık gel.
Gel de gel Karakoçan, berdelin yok biliyorum. Gel de gel Karakoçan, bedelin yok bu dünya içre anlıyorum. Bir o yana, bir bu yana Karakoçan, salında gel. Aklımdasın Karakoçan, saklımdasın Karakoçan.
Tunç kafiyeleş de gel!
Zenginleş de gel.
Gel Karakoçan.
Gel.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.