Gaiplerden bir ulu ses gelir: “Allah var, gam yok!” diye. Tamam, derim kendi kendime ve yaradana sığınırım şifa niyetine. Sağılır dertlerim o vakit usul usul, hüzünlerim olur nur topu gibi. Dağılır aklım, tekler kalbim! Hiç mi inancın yok derim kendi kendime? Rabbin 24 saat sana nazır, sen hazır mısın rabbine?

Sanmaz mısın ki senin başında dolaşan  kara bulutlar dönecek maviye ve seni yaratan umudu yağdıracak insanlığın üzerine semadan dürrügüher diye. Sen zehri çıkış yolu zannedip kendini zayi eylerken dünya pazarında, sana panzehir olacak söz dizimi de dilimizde hazır kıta duruyor olacak: “Allah var, gam yok!” diye.

Ey kendini kaybeden zatı muhterem! Kendini samanlıkta mı kaybettin, iğne misin?

Akletmez misin ondan kopup geldik bu dünyaya, gurbetliğimiz bu yüzdendir, sefilliğimiz. Ney gibi sen de mi şikayet etmektesin? Hay’dan geldik Hu’ya gideriz ya! Diyarı gurbette sen herkesi mesut mu bilirsin, kim öz yurdundan ayrı düşmüş de mutlu olmuştur ondan sonra?

Dönüş onadır illaki! Bu yüzden dertleri çakıl taşı eyleyip ömür suyunda sektirmemiz gerekir ve bizi ihata eden dünyevi her şeyi dağıtıp atmamız icap eder.

Dert o kadar çok ki amenna! Dertlerin üzerimizi kara bir bulut kütlesi gibi sardığı anlarda, o kara bulutları dağıtan ve bizleri aydınlığa taşıyan sözler gelip konar dudağımızın çiçekli bahçesindeki ağaçların dallarına. Dilimizde bir bülbül edasıyla çıkıverir, “Allah var, gam yok!” bercestesi. Gök durulanır, maviye döner. Kuşlar bahçeye çıkmış çocuk olur, şen şakrak bir havaya bürünür tabiat.

İnsan umutsuz yaşayamaz işte, rabsiz olamaz asla.  Çekip alırsanız umudu insanlığın üzerinden geriye kocaman bir hiç kalır. Kula açılan neden rabbe açılmaz, kula eğilen baş niye rabbe eğilmez? Yoksa siz – tövbe estağfurullah – kulu rab mi edindiniz? Hakiki manada rabbini bilen kul, başkasının elindeki ucuz mu ucuz pul olmaz. Rabbini bilen elbet kendini de bilir. Kendini bilen illa ki rabbini de tanır.

Derdin topyekun üzerine geldiği, etrafını bir heyula gibi saran olumsuzlukların tazyikinde boğulduğu ve gözlerindeki ferin bir deniz feneri gibi kıyıdan uzaklaştıkça silikleştiği bir anda insanoğlu rabbine döner yüzünü. Bütün güzelliklerin toplamı olan rabbine, en güzel olana, aydınlıkların en aydınlığına ve bütün yıldızları yere dökecek denli güçlü bir avazla: “Allah var, gam yok!” diye haykırır ehli dil! Yerde ve gökte her ne varsa yaratılan  hepsi ama hepsi zikre durur o an ve tek ağızdan, “Allah var.” diye sura üfler.

Varı var eden yoğu da var etmiştir; çoğu var eden azı da var etmiştir. Var da onun yok da çok da onun az da! Şimdi kalkıp da azın çoğa galebe çalması akıl işi mi?  Damla okyanusa tesir eder mi? Mum güneşe ışık verir mi? Rabbini bil ki çoğun parçası, okyanusun katresi, güneşin şeraresi olabilesin.

Gecenin karanlığı hastanın hastalığına hastalık katar. Düşüncelinin düşüncesine, zehir katar. Katar katar olup gelir cümle illet, Allah demekten gayri yoktur başka bir kuvvet!  Yer onun, gök onun. Bellidir senin de sonun!

Ey et ve kemiğe az buçuk ruh katılmış olan insan!

Her şeye kadirdir elbet rahman. “Allah var, gam yok!” buna inan.

Önceki İçerikYAPBOZ
Sonraki İçerikKARAKOÇAN YABAN HAYATINA SAHİP ÇIK
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.