Orada yabancı, burada Almancı değil işte! Kâh gurbetçi dedik, kâh Almancı. Oysa bizdik onlar, onlar da bizdi; et ve tırnak, yay ve ok, ten ve can misaliydik.

Tabutları geldiğinde uçakla anlarız o vakit insanın doğduğu yere ait olduğunu ve neresinde olursa olsun dünyanın vatan toprağına gömüldüğünü, gurbetçi de olsa Almancı da özünde hepsinin de bizden biri olduğunu.

Gelmelerini bekledik dört gözle, beklediğimize değdiğini gördük. Tıkanan ilçe ekonomisine anjiyo oldular, esnafın yüzünü güldürdüler, ilçenin durağan hayatına canlılık kattılar. Hesaba itiraz etmediler, kaliteyi sorgulamadılar, kem gözlere ve sözlere aldırmadılar. Geldiler nisan yağmuru gibi kesat işlere yağdılar rahmet gibi. Oysa cebine baktığımız ama özüne bakmadığımız gurbetçiler, memleketlerinde de gurbetçi oldular.

Onların kardeşimiz ya da herhangi bir hısmımız ya da can kısmımız olduklarını unuttuk. Bire aldığımızı ikiye sattık, ikiye aldığımızı üçe… Giyimlerine taktık bazen,
tıraşlarına. Türkçelerini beğenmedik, şoförlüklerini ama arabalarına hayranlıkla baktık. Sonra toz parasıyla deyip karaladık alın terlerini.

Kâh gurbetçi dedik, kâh Almancı oysa bizdik onlar, onlar da bizdi. Hasreti onlar bilir en iyi, uzaktan sevmeyi. Taşını toprağını, doğduğu yerin insanını; akıllısı delisiyle… Fikirleri farklı olsa da dilleri yahut inançları aynı tasta su içmeyi, aynı taziyede fatiha okumayı, aynı halayda oynamayı en iyi onlar bilir.

Ev sahipliğini iyi yapmalıyız. Gelenlerin bu evin çocukları olduklarını iyi bilmeliyiz. Bir yaz tatilinde gelmeseler ne olur diye düşünün bir zahmet. Başka bir yere gitseler fikredin. Onları ilçede tutmanın aslında ilçeyi ayakta tutmak olduğunu kafamıza kazımalıyız.

Hep birlikte güzeliz. Aynı dağın taşı, aynı gözün yaşı, aynı mahallenin arkadaşı, aynı sofranın aşıyız. Bizden kim usanası?

Yolları, suları, ağaçları, barajları , meyveleri, sebzeleri, festivalleri, eğlenceleri ve tüm bunların ederleriyle konforlu ve uygun bir tatil olanağı sunmalıyız onlara. Lokantalarımızın, kaplıcalarınızın, kafe ve çay bahçelerimizin, marketlerimizin hizmet kalitesini artırarak parklarımızın, bahçelerimizin sayısını ve çeşitliliğini çoğaltarak, umuma açık tuvaletlerimizi temiz tutarak, kaldırımlarımızı yürünecek hale getirerek, araçlarını güvenle ve uygun bir şekilde park edecekleri alanlar sunarak, yollar yaparak, çöpleri temizleyerek ve en mühimi onlara gurbetçi değil de evden biriymiş gibi davranarak onore edebiliriz.

Çok şey var söylenecek, yapılacak… Bizler art niyetsiz yazıyoruz, beklentisiz. Kâh gurbetçi dedik, kâh Almancı oysa hepimiz aynı dalın çiçekleri, aynı toprağın filizleri, aynı çeşmenin suyuyduk.

Gelişlerini kutlasak ilçe olarak “Karakoçan Festivali’’ diyerek balıyla, mermeriyle, hamamıyla , kekliğiyle, etiyle, dağ keçisiyle, sazıyla sözüyle en mühimi Karakoçanlılık özüyle ve gidişlerinde de uğurlasak onları hep birlikte; sevdasıyla, selamıyla, saygısıyla dünyanın dört yanındaki canı ve tüm Karakoçanıyla inanın çok daha güzel olur.

KAPTAN

Önceki İçerikOXİ
Sonraki İçerikNAYLON BEYAZ AYAKKABI
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.