Askıda ekmek değil bizimkisi askıda dert…
Var mı müşterisi?
En âlâsından hem de…
Her nevi…
Mesela gözyaşlarımı balon yapsam
Assam ağacın dalına.
Islanır mı hiçbir kimse gözyaşlarımla?
Arınır mı?
Çaput bağlar mı kimse bakıp da
Gözyaşı balonlarıma?
Medet umar mı bana faydası olmayan incilerimden
Nasiplenmek adına katrecik de olsa avucunu açanlar?
Bir hüzzam şarkı eylesem mesela gözlerimin ıslaklığını…
Gelip de kurulayan olur mu kirpiklerimi?
Mendil olup da silen olur mu yaşlarımı?
Askıda hüzündür bizimkisi.
Salkım saçak hem de poşet poşet…
Taliplisi olur mu?
Bedavadır hem.
Elden düşme, kelepir…
Iskartaya çıkmış aşklar var aklımda.
Kader deyip de razı olur mu kimse?
Ayrılığını o sevgilinin…
Yazsam taş duvarlara mesela…
Filizlenir mi yazdığım yerden ayrılığın çiçekleri?
Sulasam her daim göz pınarlarımla çiçeklenir mi?
Yok duvar değildir kastettiğim kalptir taşa benzer.
Yumuşar mı acaba bakıp da askıdaki yaralarıma?
Şifalı nefesiyle bir buse kondurur mu canıma?
Gelip de can evime kurulur mu?
Hüznümü bir siyah poşete koyup atsam dağ başına,
Geri gelir mi?
Bıraksam bir köprü altına ya da…
Taş bağlayıp atsam bir dipsiz kuyuya…
Sahibini bulan kediler gibi döner mi bana?
Askıda ekmek değil benimkisi, askıda çiledir.
Hem de file file…
Torba torba, poşet poşet…
Cesareti olan alsın sevap niyetine.
Malım mülkün zekâtı olur da
Hüznün olmaz mı?
Güzelliğin sadakası olur da
Acının olmaz mı?
Hepsi askıda işte bende…
Dert bende, illet bende
Hüzün bende kasvet bende
Asmışım sokağın direğine.
Allah rızası için sayıp da alan olur mu?
Kalbim askıda bugün
Hiçler mezadında yok satıyor
İçler acısı halim beni iç ediyor
Yalnızlığın linçindeyim
Bilmem ki ben Kenan ilinde
Hangi dipsiz kuyunun tam da içindeyim
Hangi ateşin en ortasındayım
Hangi çölün toz dumanındayım
Askıda kalptir bizdeki
Terk edilmişler mezarlığında
Fatiha’sını bekleyen…
