Bana “Şiirlerinde küfretme.” diyorlar usulsüz.

Ulan nasıl anlatayım bu kadar orospu çocuğunu küfürsüz?

Can Yücel

Kime yanalım bugün? Küle dönen ormanlara mı, yangında ölen canlara mı, kavrulan hayvanlara mı, katledilen 7 kişilik aileye mi, Antalya’da katledilen Azra Gülendam’a mı? Şaşırdık ve bir o kadar da kahrolduk kaldık. Çok şey yapmak ve söylemek istiyorum ama hiçbir şey de yapamıyor ve söyleyemiyorum.

Darağacı kurulmadığı müddetçe bu tür cinayetlerin önüne geçemeyeceğiz. Şehrin ortasında  Katil Mustafa Murat Ayhan’ı sallandıracaksın ibretiâlem diye. Bak yanan yürekler birazcık da olsa nasıl serinleyecek.

Nefes almak bile haramdır katile. Cehennemin dibine gitsin. Ulan adi yaratık! Evladın yok mu senin ya da eşin, anan? Nasıl bir merhametsizlikle vaftiz edilmişsin? Mayanda vicdan nasıl da eksik kalmış? Lanet olsun anne rahmine düştüğün geceye.

Bu nasıl bir psikopatlıktır? Sana da iyi bir imza atılmalı, kalemin kırılmalı, ipin çekilmelidir. Seni de jiletle lime lime yapıp tuzlamalı… Gerçi sen tuzu da kokutursun. Cana kıyan canıyla bedel ödemelidir, bunun lamı cimi yok. Hiçbir şey söndürmez yüreğe düşen acının ateşini. Katleden de katledilmelidir.

Kadın olmak zor.

Çocuk olmak zor.

Ağaç olmak zor.

Hayvan olmak zor.

İnsan olmak daha da zor.

Zorluklar ülkesinde yaşıyoruz. İnsafın namı kalmamış, canın bir ehemmiyeti de aklın bir geçerliliği de yok, kalbin yanması hiç yok.

Bu ülkede herhangi bir kadının sokağa çıktığında, işe gittiğinde, evinde oturduğunda, yolda yürüdüğünde neden öldürülme ihtimali var ki? Burası kadınları öldürmek isteyenlerin ülkesi mi? Cinayetler sokağı mı? Kâbus mu tüm bunlar? Katiller neden idam edilmiyor, tecavüzcüler neden hadım edilmiyor? Asıl kâbus gibi onların üstüne çökmesi gerekmez mi kanunların?

Güzel olan her şey nasıl da çarçabuk yok oluyor ülkemde. Ormandaki ağaç, ağaçtaki çiçek, çiçekteki kuş. Evdeki kadın, kadındaki çocuk, çocuktaki masumiyet…Gülüşlerimiz rafa kalktı, sevinçlerimiz yarıda kaldı. Kendimizi bahtiyar saydığımız günler yalan oldu. Katiller sağımızda solumuzda, önümüzde ardımızda. Vicdanlı, merhametli insanların ayak izleri dahi yok bugün.  Katillerin nefesi ensemizde.

Ey cani, sen öldür diye mi büyüttü annesi Azra’yı? Kahrol emi!  Söz bitti, can gitti. Artık hiçbir şey yüreklerdeki yangını soğutamaz. Nasıl bir zamana denk geldik rabbim? Dışarısı manyak dolu, psikopatlar sarmış dört bir yanımızı. Herkes dost gülücüklü güya, dünya iyisi önde, muhteşem ötesi sözde. Lakin içleri lağım, ruhları karanlık, elleri kanlı… Toplum vicdanı yaralı, merhamet kapıları ardına kadar kapalı…

Hiç mi yanmadın, elin titremedi mi, aklın kavramadı mı, kalbin engellemedi mi seni? O kanlı ellerin “yapma” demedi mi? Gözlerindeki kan, kalbini de mi bürüdü?  Ya seni nereye gömmeli ey cani? Ateşlere atmalı seni, kazıklara oturtmalı, öyle bir nefeste can vermemelisin. Ruhun kanaya kanaya ölmelisin, canın defaeten çıka çıka.

Küfretmek de yetmiyor o caniye lanet okumak da. İdam da yetmiyor bugün bu ateşi söndürmeye, hadım da. Bela okuyoruz hiç durmadan katile, dua ediyor rahmet diliyoruz Azra Gülendam’a.

kaptan

Önceki İçerikAKLIMDAKİ DELİ SORULAR
Sonraki İçerikGÜNEYSU DERGİSİ
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.