Gazetede gördüm “Alaattin KARABOĞA” vefat etti diye.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

Karaboğa” ailesine de başsağlığı diliyorum.

İlçemizin de başı sağ olsun.

Kara haber tez duyulur.

Anında haber düştü her yere.

Yorum üstüne yorum, başsağlığı üstüne başsağlığı…

Karakoçan’ın bu yönünü seviyorum, sahip çıkıyor giden her bir canına.

Bir şekilde onu güzelce uğurluyor.

Geride kalanların bir nebzede olsa acısını paylaşıp dindiriyor.

Yaşarken kıymetini bilsek bir de.

İşte o zaman göğsümüzü gere gere konuşuruz ilçemizi.

Ele verdiğimiz değeri kendi öz evladımıza versek inanın hiçbir zaman başımız öne eğilmez, her yerde Karakoçanlı olmanın haklı ve bir o kadar da gururlu halini yaşarız son nefesimize kadar.

Namıyla müsemma “Balıkçı Eye” hakkın rahmetine kavuştu.

Kaç kişiye nasip olur bu nam bir ilçede?

Gidenler hep iyiler nedense.

Kimseyi kırıp incitmeyenler…

Kendi çizgisinde kimseye zarar vermeden yaşayıp gidenler…

Sepetli motosikletiyle gelirdi barajdan.

Millet önceden verirdi siparişini: sazan, gümüş, alabalık vb.

Balığın dilinden anlardı.

Nerede hangi balık, hangi vakite yakalanır adı gibi bilirdi.

Ayağı ıslanmayan balık tutamaz, onun da özellikle kış günü ıslak ayakla balık getirip sattığını hepimiz bilirdik. Ekmeğini sudan çıkarırdı. Öyle kolay bir iş değildir balıkçılık. Soğuktan ayakları yanmayan bilemez.

Nam almak o kadar kolay değildir. Bir işte kendinizi kabul ettireceksiniz ki toplum da size o namı gönül rahatlığıyla versin ve adınızın geçtiği her yerde namınız da alsın başını yürüsün. Balıkçı Eye de bu namdarlarından bir tanesiydi ilçemizin. Ailesinin de “birtanesi”ydi. Bu kadar mütevazı, iyi kalpli ve güzel adam kaldı mı ilçede? Kendi halindeydi. Yalnız bir balıkçıydı. Belki de insanlardan görmediği yakınlığı balıklarda görüyordu. Çünkü insan bu dünyanın dedikoducusu, yalancısı, iftiracısı ve iki yüzlüsüydü. Hiç değilse balıklar size kötülük yapmaz.

Karakoçan’ın balıkçısıydı o.  Motosikletiyle buz gibi havada balığa çıkardı.  Çelik gibi balıkları getirirdi çarşıya ve boğazımızdan geçen her taze balıkta rahmetilinin emeği vardı o zamanlar. Eli boş geldiği görülmezdi. Artık balık tutma işinde ustaydı. Hangi mevsimde hangi derede, gölde ve barajda hangi balık var bilirdi. Onları yakalamak için hangi vakitte ava gidilir, hangi araç kullanılır bunu da adı gibi bilirdi.

Sessiz yaşadı.

Sessiz gitti.

Bir güzel ve iyi adam daha eksildi ilçemden.

Bugün ilçe semalarında bir sala verildi namıyla müsemma “Balıkçı Eye” vefat etti diye. Bize de dua etmekten başka bir şey kalmıyor.

Önceki İçerikGÖNÜL VERDİK “MİNİK SERÇE”YE
Sonraki İçerikKALBİME SIKACAK KURŞUNUM VAR
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.