Adam: “Bana öyle şiir şiir bakma!” dedi kadına. “Allah yarattı demem bir güzel severim seni!” Alın size aşk, şiir!
En güzel dize sevgilinin bakışı değil midir? En güzel sanat onun konuştukları değil de nedir şimdi? Var mı ondan güzeli?
Devam etti adam övgüsüne: “Bakışın şaheseri olur ömrümün, asılır kalır çerçevesinde gözümün.” Duvarlara yazılacak bir söz daha sarf etti adam, kadının aklı allak bullak oldu, yüreği yerle bir. Teslim bayrağını açtı açacak ve gözleri yağdı yağacak…
Ansızın bastıran yaz yağmuruydu adam. Beklenmedik anda gelen sevinçli bir haber!”Kalkıp aşk eylerim sana, yurt bellerim seni. İkametgâhım olur yüreğin, kolların istirahatgâhım. Sevdan rehberim…
Adam vurdukça vuruyordu sazın teline, yüreğin en can alıcı noktalarına hitap ediyordu, en titrek ve en ince yerine. Böyle kalp dolusu gelince adam inceden inceye, kadın da kalır mıydı öyle ölü gibi yerli yerinde? O da gülümsedi kendine gelince.
Bazen susmak da güzeldir, söylenecek hiçbir şey bulamamak da! Sadece içten gelen bir gülüş, kalp yakıcı bir bakış da teslim alır yüreği. Kadında adamı deli eden bir cazibe vardı. Kadının ayakta duruşu, nazlı nazlı salınışı bile adamda fırtınalara sebep oluyordu. Hele bir de o güzel, bu afet salınışının üzerine bir tutam gülüşünü ekledi mi süs olarak da bir tatlı bakışını ekti mi adamın almış olduğu güzelliğin hazzına, varmış olduğu aşk erginliğine diyecek yoktu.
Bana öyle şiir şiir bakma! Öylesine uzun boylu, tumturaklı, şatafatlı, albenili hem de! Alengirli sözler söylerim sana, çilingiri olurum kalbinin, diye konuştu adam gayriihtiyari.
Sanki kadına cilve yap demişlerdi. Saçının bir teli bile adama edalı gelir olmuştu. O nasıl bir salınıştı rüzgarda, bir o yana bir bu yana! Bir tel dahi yüreği yerinden oynatır mı?
Rabbim sevmek ne güzel bir bela! Aşina kıl beni her daim. Şükrüm eksik olmaz dili mecruhumda.
Kadın aşkın lügatteki manasıydı, şiirdeki yansıması… O denli ölçülüydü ki, o kadar yerli yerindeydi ki! Ne bir kelime fazla ne bir kelime eksik! Aşkın en beliğ ifadesiydi.
Bana öyle şiir şiir bakma! Okurum canını, ezberim olursun. Hangi dudaktan döküldün kalbe? Ne kadar da tatlısın sen böyle! Adını söylediğinde her vakit; sil dudağının kenarını, derim. Anlamadan bakarsın öyle! Kendimden gayet emin bir şekilde: Bal damlıyor dudağından da ondan, derim. Daha bir seversin sen de beni.
Kadın bir sus işareti çekti. Başka iklimlerdeydi. Dayanacak gücü kalmamıştı. Yüreği kuş yüreğiydi, hassastı. Bu kadar duygu tazyikinden kurtulabilmesi çok zordu. Aşk vurgunu yemişti. Ruhu en tatlı yemişlerini alıyordu aşkın. Kalbi adamın avuçlarındaydı.Saçının telinden ayağının parmak uçlarına kadar aşk dolmuştu. Bu nasıl bir histi rabbim! Vermiş olduğun her nimette olduğu gibi kalbime ihsan ettiğin bu güzelliklerden dolayı da müteşekkirim, diyordu durmadan.
Adam kadına son bir kez baktı, son bir kez seslendi. Ceylana son pençeyi vuran aslan gibiydi. Cennete girmeden önceki son fasıldı.Bana öyle şiir şiir bakma! Allah yarattı demem bir güzel severim seni. Tıka basa severim: boğulasıya, kudurasıya, çıldırasıya…
Ah, çekip yığılıp kaldı olduğu yerde kadın. Etrafında beyazlar giymiş kanatlı varlıklar vardı. Köpüklü sular akıyordu dört bir yanında. Gökyüzü pürüzsüz maviydi. Kuşlar detonesiz ötüyordu mütemadiyen. Kurulu aşk sofrasında eksik hiçbir şey yoktu. Çiçeklerin binbir çeşidi kokuyordu hava.Rüyada mıydı cennete miydi bilmiyordu ama gördüğü bütün güzelliklerin içinde elinde papatyadan bir taçla sevdiği adam geliyordu.
Bir damla yaş aktı güzelim gözlerinden, papatyaya değdi. Papatya kokmaya başladı. Aşk olsun, dedi cümle mevcudat hep bir ağızdan. Amin, dedi kadın kalpten. Amin, dedi adam hepten.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.