Bir kadın daha katledildi.
Hem de sağlık çalışanı.
Taşları bağlayıp köpekleri salmışlar.
Mafyavari bir güruh çıktı ortaya.
Bu güruh; elinde silahı, dilinde küfrü, aklında zoru, kalbinde kötülüğüyle arzıendam ediyor piyasada.
Kadının adı Ömür Erez.
Yaşı 33…
Hemşire.
20 suç kaydı bulunan bir şahıs tarafından başından vurularak katledildi.
Bir anne baba; nasıl yetiştiriyor yavrusunu; nasıl okutup büyütüyor; insanına, ülkesine hizmet etmesi için nasıl da gayret ediyor? Sonra ne idiği belli olmayan ve suç dosyasında 20 adet kaydı bulunan cahil, cani ve insanlıktan nasiplenmemiş biri tarafından bir evlat, bir kadın, bir masum iş yerinde kafasından vurularak katlediliyor.
Söz bitti.
Hapiste olması, hatta tedavi görmesi icap eden bu psikopat tipler; ellerini kollarını sallayarak, racon keserek, posta koyarak, bellerine de tabancayı takarak istedikleri gibi mafyacılık oynuyor, cinayet işliyor.
Göz koydukları bütün kadınlar onlara bakmak, cevap vermek ve onların malı olmak zorundadır. Çünkü onlar kafaya koyduklarını bir daha asla kafalarından çıkarmazlar. Sadece ölüm bu düzeni bozar onlar için.
Tabancanın erkeklik alameti sayıldığı, zekanın yok sayıldığı, aklın para etmediği, kalbin hiç edildiği bir zamanda marifetler de tabii ki ona göre şekillenir. Adam dövmenin, racon kesmenin, posta koymanın iltifat olarak görüldüğü toplumlarda
bu tür cinayetler de gayet normal görülür ve bir marifetmiş gibi algılanır. İnsan hayatının bu kadar ucuzladığı, cana kıymanın bu kadar kolaylaştığı ve kadının bu kadar hedef olduğu bir zaman sanırım yoktu.
Kanunlar etkili olmalı. Birinin yaşam hakkını yok yere alanların da yaşam hakkı ellerinden alınmalıdır. Cinayetlerin kökünü kurutmak için canilerin hak ettiği cezayı en ağır şekilde almaları ve çekmelerinin yolu açılmalıdır.
Ömür Erez.
Kadın.
33 yaşında.
Sağlık çalışanı.
20 suç kaydı bulunan bir şahıs tarafından çerez niyetine öldürüldü.
Bu kadar basit işte insan hayatı, bu kadar ucuz.
Vicdan eğitimi nerede, şefkat dersi?
Merhamet lügatlerde yok mu?
Yaşam hakkının kutsallığı neden idrak edilmez?
Allah korkusu neden sarmaz ruhları?
Diyecek o kadar çok şey var ki!
Ne kalem yeter buna ne de kağıt.
Gözyaşları da eksilmez bu ülkede, feryatlar da.
Cenazeler de son bulmaz bu şekilde katiller de azalmaz asla.
Kurtaramadığımız her can bizim canımızdır.
“Sıra kimde?” diye beklerken yanmaz mı yüreğimiz?
Katillerin ülkesinde yaşamak en büyük suçtur. O zaman yaşamın olduğu yerlerde de katillerin olması en büyük suç olmalı. Tercihimizi yapmalıyız. Ya daha çok öleceğiz ya da katilleri kanun yoluyla bir bir ortadan kaldıracağız.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.