Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Develer top oynarken
Eski hamam içinde
Horozlar tellal iken
Pireler hamal iken
Ben anamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
Anam düştü beşikten
Babam düştü eşikten
Biri kaptı maşayı
Dolandım dört köşeyi.
Karı koca tilki yaşarmış
Uzak mı uzak bir ülkede
Erkeğin adı Şişman’mış
Dişinin adı ise Arus’muş
Kurnazca dolaşırlarmış
Hayatın seyri içinde
Hani mutlu da sayılırlarmış
Kümesi bol bir memlekette
Tavuk hayaliyle yaşarlarmış.
Oysa tavuk tatlısı hiç yememişler.
Arus hanım bir gece rüya görmüş
Rüyası kızarmış tavuk üstüne değilmiş
Kalk bey, kalk bakayım, diye seslenmiş
Kurnaz mı kurnaz kocası Şişman’a.
Bizimkisi çarnaçar: Buyur hanım, demiş
Ne oldu da böyle sarsıyorsun beni.
Tavuk tatlısı mı yaptın yoksa! demiş.
Arus da tavuk tatlısı yok Şişman
Yiyip de olmayasın diye pişman
Sen onu anca rüyanda yersin
Bunu da böyle iyice bilesin
Rüya gördüm onu anlatayım
Müsaaden varsa başlayayım, demiş.
Şişman mahmur mahmur
Arus’un karşısına kurulur
Anlat, de bakayım, ne diyeceksin? demiş
Arus da icazeti alır almaz söze girmiş:
Hey Şişman diye edalı bir şekilde seslenmiş
Sonra da, bu gece bir rüya gördüm, demiş
Hoca tarlada çift sürüyormuş
İşi bitince öküzlerini alıp evine gitmiş
Halkayla kayışını da tarlada bırakıvermiş
Sen şimdi kalk da hızlı hızlı git tarlaya
Hocanın bıraktığı halatla kayışı kap da gel.
Bak rüyamda gördüm vallahi oradalar, demiş.
Bizimkisi karısının rüyasına inanmış
Anlattıklarına da ikna olmuş
Ama çok mu çok tembelmiş bir esnemiş
Sonra da istemeyerekte olsa kabul etmiş
Ve Hoca’nın tarlasına gitmiş,
Dağ taş dere tepe düz gitmiş
Nihayetinde tarlaya varmış
Tarlaya bir bakmış pir bakmış
Gerçekten de oradadır halatla kayış
Kendi kendine düşünüp demiş:
Arus’un gördüğü rüya gerçekmiş
Bizim hatun ne kadar da saf
Ve güzel bir gönle sahipmiş
Allah’ım ona bazı şeyleri ayan etmiş.
Kıymetini bileyim diye içinden geçirmiş
Tam da bu esnada içinden geçirdiği cümleler
Nihayete ermeden Hoca tarlaya çıkagelmiş
Şişman’ı uzun ve dik kulaklarından yakalamış
Şişman’ın viyaklaması ciyaklaması nafileymiş
Hoca, Şişman’ı önce taze söğüt dalıyla
İyiden iyiye bir güzel yumuşatmış
Sonra da güzelim derisini tertemiz yüzmüş
Hoca, yüzdükten sonra Şişman’a bakmış
Sonracığıma da katıla katıla gülmüş
De git, nereye gidersen git, demiş
Şişman ortada kıpkırmızı kalmış
Çıplak halinden utanmış da utanmış
Herkesin kendisine baktığını zannetmiş
Bu yüzden boğazından sıkılmış da sıkılmış
Üryan bir halde karısına lanet etmiş
Demin övdüğü karısına şimdi sövmüş
Arus’sa evde heyecanlı bir şekilde
Kocasının yolunu gözlemekteymiş
Beklemiş ama nafileymiş bu bekleyiş
Bizimkisini bir korku sarmış
Ya Şişman’ın başını bir iş gelmişse
Ve bu korkuyla kendini dışarıya atmış
Dağ taş dere tepe aramaya koyulmuş
Epey vakit sonra bakmış ki karşıdan
Baldırı çıplak, gaydırı gubbak,
Kıpkırmızı bir yaratık gelmekteymiş
Arus gayri ihtiyari seslenmiş:
Hey kırmızı bacaklı,
Hey kırmızı bacaklı! demiş
Sen Şişman mısın,
Şişman’san söyle bana, demiş
Ne haber halatla kayıştan
Şişman değilsen söyle bana, demiş
Ne haber Şişman’la pişmandan, demiş
Oysa kocasıymış, cısçıplak dımdızlak
Tam takır kuru bakır olduğu için
Şişman’ı hemencecik tanıyamamış
Onca yıllık hayat arkadaşını çıkaramamış
Rüyasında gördüğü güya gerçekmiş
Peşinde yolladığı güya gevşekmiş
Ve Hoca’nın hışmına uğramış
Derisi yüzülmüş kocasını tanıyamamış
Şişman’sa onu tanımanın eziyetindeymiş
Uğradığı gazabın da etkisindeymiş
Bütün bunlar Şişman’a sanki yetmezmiş
Arus da kocasını tanıyamamış
Bu yüzden Pişman’ın yarasına tuz basmış
İnim inim inlemekteymiş
Bu haleti ruhiyeyle Arus’u yanıtlamış:
He, he, he sen Arus’muş sun
Hem de zırdeli Arus’muş sun.
Ağır ağır rüyalar görürsün
Beni belalara daha çok bulaştırırsın, demiş.
Onlar ermiş muradına
Biz çıkalım kerevetine.
Gökten üç elma düştü.
Biri bu masalı düzene,
Biri anlatana,
Biri de dinleyene.
KAPTAN
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.