Doktoru öldürdün eline ne geçti? İyileştin mi şimdi, kaybettiğin annen dirildi mi? Ülkeye yazık ettin, insanlara, doktora, onun ailesine ve en acısı da kendine. Bugün sadece bir doktora sıkmadın o kurşunu, bütün doktorlara sıktın.
Takdiriilahi derdik eskiden, ölümün de yaşam kadar olağan olduğunu ve illaki bir şekilde bu yaşama veda edeceğimizi bilir ve onun şuuruyla yaşardık.
Öğretmeni öldürdün ne kazandın? Marifet mi kabul edeceğiz şimdi bu katliamı? Toplum içinde el üstünde mi tutacağız caniyi?
Avukatı öldürdün, madalya mı aldın? Beline taktığın silahın sana güç verdiğini ve herkesi öldürme hakkı tanıdığını mı düşünüyorsun?
Bu ülkede kolay yetişmiyor insan ama kolay yetişmeyen insanları yok etmek çok ucuz. Neden öldürme isteği? Bu saldırganlık, bu yok etme arzusu, bu aklı saf dışı bırakan canilik, bu kalbi körelten acımasızlık neden?
Her ne sebep olursa olsun bir insanı katletmenin mazereti olamaz. Doktor katledilmiş, diyorlar ki “Suçu neymiş acaba?” Ya o doktor sizin oğlunuz olsaydı yine böyle yorumlar mıydınız?
Doktor öldürülmüş diyorlar ki “Acaba ne yaptı?” O doktor sizin babanız olsaydı yine böylesi bir yorumda bulunabilir miydiniz?
Doktor çalıştığı poliklinikte başından vurulmuş diyorlar ki “Hemen yargılamayın vuranı.” O doktor tekrar dirilecek mi şimdi? Yaşam hakkı bir kurşunla elinden alınmış daha ne olacak Allah aşkına?
Kaybettiğin anneni sağaltmış oldun şimdi?
Onun ruhunu rahata mı erdirdin?
Kendini de vurdun, cennete mi gittin?
Her ölüm erkendir. Bunu yakınını kaybedenler çok iyi bilir. Tarifi olmaz bunun. Hastanızı iyileştirmeye, yaralınızı kurtarmaya çalışan sağlıkçılara hücum etmek bu acınızın bir neticesi olmasa gerek! Bu ülkede bunu anlamak çok zor geliyor insana! Hastanıza müdahale eden ve onu kurtarmaya çalışan insanlara neden öfkeyle bakıyoruz? Vakit gelmişse bir dakika gecikmez, bunu inanan bir insan çok iyi bilir. Bir şeyler sebep olacaktır. Ölümün de haktan geldiğine ikna olmak zorundasınız.
Cenazesi olan herkes hıncını sağlık çalışanlarından çıkartacaksa hastaneleri kapatalım daha iyi. Acısı olan o acıyı en derinden yaşar. Acısından sağa sola bakamaz ve kimseye saldıramaz. Hastaları için mücadele eden ve onu hayatta tutmaya çalışanlara da şiddetle mukabelede bulunmaz. Öfkesi olan da önüne gelen herkesi dövmeye kalkar, herkese küfreder, önüne gelen her şeyi kırar ve parçalar. Oysa giden asla geri gelmez ve ölen imkânı yok dirilmez.
Şifa dağıtan insanlara saldıranları kınıyorum. Birlik beraberliğe ihtiyacımızın olduğu ve birbirimizi moral olarak desteklemek lüzumunda olduğumuz böylesi bir vakitte artık sağlık çalışanlara şiddetle ilgili bir şey duymak istemiyoruz. Artık “Bugün ne gelecek başımıza?” diye evden çıkmasın sağlıkçılarımız. “Bu nöbette de ölmedik çok şükür!” psikolojisinde olmasınlar. Sağlıkta şiddet yasası caydırıcı olmalı ve en kati hükümlerle uygulanmalıdır. Daha düne kadar alkışladığımız sağlıkçıları başlarına sıkarak öldürmeye mi başladık?
Sokakta yan gözle baktın diye kendi kendilerine mevzu yaratıp kavga çıkartanların olduğu bir ülkede bu tür şiddetlerin de kolayca bitmeyeceğine inanıyorum. İş yine eğitime gelip dayanıyor. Eğitim şart!
Hipokrat Yemini ’ne şunu da eklesinler: “Hayatını kurtarmaya çalıştığım hastaların yakınlarının her türlü şiddetinden de canımı korumaya yemin ederim.”
Kaptan