Ya kapı açılsaydı? Oradaki sağlık çalışanlarının canına bir zarar gelseydi ne olurdu? Kendi cenazenizi sağaltmış mı olurdunuz bu durumda? Öfkeniz orada başka yaşam mücadelesi veren hastaların da hayatını kaybetmesine neden olmuşsa ya? Kârınız ne olacak bu durumda? Elinize ne geçecek? Acınız mı azalacak?
Her ölüm erkendir. Bunu yakınını kaybedenler çok iyi bilir. Tarifi olmaz bunun. Hastanızı iyileştirmeye, yaralınızı kurtarmaya çalışan sağlıkçılara hücum etmek bu acınızın bir neticesi olmasa gerek! Bu ülkede bunu anlamak çok zor geliyor insana! Hastanıza müdahale eden ve onu kurtarmaya çalışan insanlara neden öfkeyle bakıyoruz? Vakit gelmişse bir dakika gecikmez, bunu inanan bir insan çok iyi bilir. Bir şeyler sebep olacaktır. Ölümün de haktan geldiğine ikna olmak zorundasınız.
Cenazesi olan herkes hıncını sağlık çalışanlarından çıkartacaksa hastaneleri kapatalım daha iyi. Acısı olan o acıyı en derinden yaşar. Acısından sağa sola bakamaz ve kimseye saldıramaz. Hastaları için mücadele eden ve onu hayatta tutmaya çalışanlara da şiddetle mukabelede bulunmaz. Öfkesi olan da önüne gelen herkesi dövmeye kalkar, herkese küfreder, önüne gelen her şeyi kırar ve parçalar. Oysa giden asla geri gelmez ve ölen imkânı yok dirilmez.
Ya kapı açılsaydı? Allah korusun acı içinde acı olurdu. Gözü kan çanağına dönmüş biri oradaki sağlıkçıları vursaydı, canlarına kastetseydi iyi olur muydu? Hiç de düşünmek istemiyorum bunu.
21 Eylül Pazartesi… Akşam saatleri… Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi… Ateşli silahla yaralanan biri canlandırma ünitesinde 1 saatten fazla müdahaleye rağmen kurtarılamaz. Acil Servis Sorumlu Hekimi, ölüm haberini mevtanın babasına verir. Bunun üzerine yakınları cenazeyi görmek için içeri girmek ister. Kalabalık grubun canlandırma odasına şartları zorlayarak girmek istemesi üzerine görevli sağlık çalışanları şiddet olaylarından bir yenisinin yaşanacağı endişesiyle kapıyı kapalı tutmaya ve cenaze yakınlarını engellemeye çalışır. Öyle masum bir saldırı değil bu! Sağlıkçılar zaten yorgun… Bitap düşmüşler pandemiden dolayı. Onlara moral vermek lazımken şiddete meyletmek… Onlara teşekkür etmek lazımken küfretmek… Onları da anlamaya çalışmak dururken darbetmek… Şifa dağıtan insanlara saldıranları kınıyorum.
Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi… 1 saate yakın kapıyı kapalı tutmaya çalışan sağlık personelinin kendini koruma mücadelesini sakın unutmayın! Birlik beraberliğe ihtiyacımızın olduğu ve birbirimizi moral olarak desteklemek lüzumunda olduğumuz böylesi bir vakitte artık sağlık çalışanlara şiddetle ilgili bir şey duymak istemiyoruz. Sebep her kimse açığa çıkartılmalı ve mutlaka cezalandırılmalıdır. Artık “Bugün ne gelecek başımıza?” diye evden çıkmasın sağlıkçılarımız. “Bu nöbette de ölmedik çok şükür!” psikolojisinde olmasın sağlıkçılarımız. Sağlıkta şiddet yasası caydırıcı olmalı ve en kati hükümlerle uygulanmalıdır. Daha düne kadar alkışladığımız sağlıkçıları yumruklamaya mı başladık yine? Alkışı çalan da yumruğu atan da aynı el mi? O zaman alkışı kesin!
Ya kapı açılsaydı? Düşünmek bile istemiyorum. Sokakta yan gözle baktın diye kendi kendilerine mevzu yaratıp kavga çıkartanların olduğu bir ülkede bu tür şiddetlerin de kolayca bitmeyeceğine inanıyorum. İş yine eğitime gelip dayanıyor. Eğitim şart dostlar!
Bir kare… Etten kemikten barikat kuran sağlıkçılar… Ve Hipokrat Yemini ’ne şunu da eklesinler: “Hayatını kurtarmaya çalıştığım hastaların yakınlarının her türlü şiddetinden de canımı korumaya yemin ederim.” Sağlıkçılar yorgun, bitkin. Laf anlamaz ve dinlemez pozitif insanlardan dolayı da mağdur! Ve sayın seyirciler sağlık çalışanlarına şiddet tüm hızıyla devam ediyor ülkemde, yazık!
Kaptan
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.