• Ne istiyorsun benden?
  • Beni sevmeni istiyorum.
  • Seviyorum işte!
  • Daha fazla…
  • Yetmiyor mu?
  • Dolu bir bardağı taşıran o son damla kadar sevmeni istiyorum. Göğün en tavanındaki yıldızın durduğu ve okyanusun en dibindeki zemin kadar. Mübalağa minnacık kalsın yanında sevdamın, akıl yetmesin izaha, mantık almasın.
  • Gücüm yeter mi?
  • Yettiğince…
  • Sen beni güçlü sanıyorsun.
  • Olduğunca…
  • Hiç değilim, hem de hiç.
  • Ne istiyorsun benden?
  • Yüreğinde kalmak ve orada ölmek…
  • Allah korusun, ölmek de ne?
  • Yüreğine defnedilmek istiyorum.
  • Yeryüzündeki bütün kelimelerle sana gelirim.Yüreğimde saklı kalmış, ortaya çıkmış, lügatimde unutulmuş, dağarcığımda küflenmiş her ne kelime varsa hepsini hislerimin tercümanı olsun diye sarf ediyorum uğruna. Ölüm de olur, defin de. Hatta sen benim tabutum ol, yok yok mezarım.
  • Sinir etme beni.
  • Kötü mü? Taziyem sende olacak, talkınımı sen vereceksin mezarımın başında cümle aleme. Orada sorarsın işte herkese. “Sevdiğimi nasıl bilirdiniz?” diye.
  • Rahmetliyi olmasın.
  • Sonra “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorarsın üç kez.
  • Herkesi bırak, sen böyle konuşursan asıl ben hakkımı helal eder miyim sana?
  • Ederin, edersin.
  • Sen öyle san, beni bırakıp gidemezsin.
  • Ne istiyorsun benden?
  • Gözlerine bakmak istiyorum, hiç ayırma gözlerini gözlerimden.
  • Halla halla!
  • Gözlerin bana o kadar çok şey anlatıyor ki!
  • Mesela.
  • Uzaklarda çok uzaklarda sadece ikimizin olduğu ıssız ve bir o kadar sessiz bir yerde baş başa kalmanın ve ömrümüzü başkalarına harcamadan birbirimize kattığımız o müstesna ve muhteşem yerde yaşamanın huzurunu aksettiriyor.
  • Gözlerim mi?
  • Gözlerin kalbinin yansıması, aklının kara kutusudur. İçinden geçen her şeyi bir ekran gibi yansıtıyor bana. Bir de sabit bir noktaya tutulmuş lazer gibi yakıyor değdiği yeri. Can yanığı oluyor isabet ettiği her yer canımda. Hasretin kokusunu duyumsamıyor musun? Kurumuş çiçekler gibi canım, hangi kitabın arasına koyacaksın beni. Ümit Yaşar’ın sevgiliye yazmış olduğu yirmi beş mektubun arasına mı, Nazım’ın Pirayesine döktüğü şiirlerin yanına mı, Züfü livaneli’nin Serenat’ının yapraklarına mı? Canımı yakmak istiyorsan en iyisi Ahmet Arif’in, “Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene / Seni anlatabilsem seni / Yokluğun / Cehennemin öbür adıdır / Üşüyorum, kapama gözlerini” şiirindeki cigaraya sar beni.
  • Ama ben sigara içmem ki!
  • Sigarayı değil canımı yak ve iç diyorum.
  • Üşüyorum sen böyle konuşunca.
  • Yak canımı, ısın.
  • Ne istiyorsun benden?
  • Yokluğunla imtihan etme beni sakın.
  • Buradayım, gittiğim bir yer mi var?
  • Meskenin yüreğimdir başka yer değil!
  • İyi ki söyledin, bilmiyordum(!)
  • Yine bil, hep bil.
  • Yüz kere demene gerek yok, aptal mıyım ki anlamıyorum.
  • Bunun aptallıkla alakası yok. Sevmeyle bağlantısı var. Yürekte cehennem bir ateşin olduğunu düşün ve hiç sönmüyor. Senden gelen bir sevda sözcüğü bu ateşin üstüne dökülen bir damla su, hafiften esen bir yel olup içimi az da olsa serinletiyor.
  • Yangına bir damla su, bir esimlik yel…
  • Az görme! Bu ateş de senden bir parçadır canıma düşmüş.
  • Nasıl bir ateşmiş bu, seni yakıyor da beni yakmıyor?
  • Sen sana benim baktığım gibi bakmıyorsun da ondan.
  • Nasıl bakacakmışım ki?
  • Dünyanın en güzel manzarasını seyreder gibi. Duvarında asılı duran eşssiz bir tabloya, bahçenden dört mevsim açan ve kokusuyla seni sermest eden bir güle,  masanda yanan ve seni başka dünyalara götüren kırmızı bir muma, her gece gelip yanında uyuyan ve senin varlığınla mutlu olan bir kediye, çeşme başında herkesten ve her şeyden habersiz sanki aşkı avuçlayıp üstüne döke döke içen bir sevdalıya, daldan dala uçup ahirde  kalbe konan ve zarafetin timsali olan rengarenk bir kelebeğe, annesinin kucağında etrafa sebepsiz mutluluk ve gülücük saçan bir bebeğe bakar gibi.
  • Ne istiyorsun benden?
  • Adımı bir dua gibi hep sayıklamanı, zikre düşer gibi telaffuz etmeni.
  • Başka arzun var mı?
  • Yüreğini…
  • Bende mi sanıyorsun.
  • Aklını…
  • İnan çok komiksin.
  • Ruhunu…
  • Şaka mısın sen?
  • Hakikatinim.
  • O zaman benim sen olduğumu gör, yok olduğumu sende. Pervane gibi canımı canına kattığımı… Sen de artık ney gibi inlemeyi bırak. Vuslata erdin gayri, hem Mevlana mısın?
  • Ney?
Önceki İçerikCANINA KURBAN
Sonraki İçerikTÜM BEKLEYENLER İÇİN
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.