“Ne toprağa ne suya ne de havaya. Cemre bu sefer insanlığa düşsün, sadece insanlığa…

Cemre; tek havaya, suya ve toprağa düşmesin; insanlığa da düşsün, kalbe ve akla da!

Hak ve adaletle ayakta dursun insanlık! Atmasın üç beş soysuzun ardında takla, fakirler daha fakir olmasın, açlar bir deri bir kemik kalmasın, çocuklar ölmesin savaşlarda ve uçak gördü mü korkup kaçmasın ağlaya ağlaya. Kadına taciz bitsin, otizmli çocuğa rehabilitasyon merkezinde ve her yerde şiddet uygulanmasın, kediler bir koli gibi bantlanıp tekmelenmesin , bombalarla tuzak kurulmasın insanlara. Ağaçlar kesilip yerine apartman ormanları yapılmasın. Yaşam alanı daraltılmasın yabani hayvanların.

Cemre bir kere de yüreğe düşsün. Duygular huruşana gelsin ve sarsın dünyayı. Sınırlar kalksın, insanlar boğulmasın denizlerde, köpeklerle insanların üzerine saldırılmasın, insanlar atlarla tepilmesin, coplarla dövülmesin.

Suriye’ye de cemre düşsün. Savaş bitsin. İnsanlar topraklarına dönsün. Çocuklar kaybolmasın, kızlar satılmasın, kadınlar pazar malı olmasın, erkekler yakılmasın, evler yıkılmasın. Metrobüste ve trafik ışıklarında Suriyeli çocuklar mendil satmaya çalışmaktan yorgun düşüp başlarını herhangi birisinin dizine dayayıp ya da kaldırma koyup yatmasın. Kadınları, kızları iyilik adına başkasının ikinci ya da üçüncü karısı olmasın. Cuma namazı vakti camiler bombalanmasın. Yüzlerce insan öldürülmesin. Cemre bir kere de insanlığa düşsün.

Filistin’de vurulmasın çocuklar. Filistin’e ve dünyanın başka bir coğrafyasındaki mazlum halklara ambargo uygulanmasın, ilaçsız kalmasın oralar, aç ve susuz… Onlara uzanacak yardım eli kesilmesin, engel koyulmasın içimizdeki insan sevgisine. Set çekilmesin aklımızdaki dünya barışına. Olimpiyatlar insanlık adına olsun bir kez, barış için, kardeşlik ve güzellik yarışına katılsın bütün dünya.

Cemre bir kez de Afrika’nın çölüne düşsün. Açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun başında akbabalar durmasın. Dünyanın yer altı ve üstü zenginliklerini yönetenler geri kalanın açlığına sebep olmasın. Kabileler arası palalı, kamalı saldırılar olmasın. Onların çatlamış dudakları susuz kalmasın. Onlar geldiğinde madenlerimiz bizim elimizdeydi, İncil onların elindeydi. Şimdi ise İncil bizim elimizde madenlerimiz onların elinde demesin hiçbir Afrikalı.

Cemre bir defacık da vicdanlara düşsün. 11 yaşındaki çocuk bulduğu sokak kedisine süt vermek için çıktığında evinin bahçesine, teröristlerin patlattığı bombayla hayatını kaybetmesin. Babasız kalmasın çocuklar, eşsiz kalmasın kadınlar, evlatsız kalmasın analar babalar. Paylaşılmayan nedir, anlaşılmayan. Deprem, sel vb. afetler son bulsun ve insanlar huzur icinde yaşasın. İnsanlar fırsatçılık yapmasın.

Kötülükler kalksın ortadan, çirkinlikler silinsin göz önünde, akıldan noksan olsun cinayetler, insanlık yeniden doğsun saf ve temiz bir şekilde.

Cemre düşsün hayallere. Savaşsız bir dünya kuralım silbaştan. Masmavi bir gökyüzü savaş uçaklarıyla kirletilmemiş. Masmavi bir deniz savaş gemileriyle kirletilmemiş ve tertemiz bir toprak masumların kanıyla sulanmamış. Dağları, ovaları ve tarlaları yemyeşil ağaçlarla ve çiçeklerle süslenmiş, ekmeği bozulmamış…

Bir dünya istiyorum fakirin kalmadığı, açın olmadığı, insanların oradan oraya sürülmediği, savaşın esamisinin okunmadığı, silahın patlamadığı, bombanın atılmadığı…

Bir dünya istiyorum cennetin timsali, cehennemin lügatten kalktığı…

Bir dünya istiyorum siyasilerin olmadığı, şirketlerin silah üretip satmadığı, zalimlerin böcek gibi ezildiği, katillerin soyunun tükendiği, canilerin canlarının derdine düştüğü, tecavüzcülerin hadım edildiği, darpçıların darba kuvvetlerinin kalmadığı, gaspçıların kalbinin ve aklının gasp edildiği, işkencecilerin işkembeye döndüğü ve bir makarna gibi yumuşadığı, psikopatların sinirlerinin bir kasap ustalığıyla kendilerinden tıraş edilip alındığı…

Bir dünya istiyorum yaşamak için. Yüz numaraya çevirmeden, cinnethaneye döndürmeden… Hepimiz için hayırlısı, doğrusu iyisi ve güzeli olan bir dünya. Kardeşliğin hüküm sürdüğü, insanın sırf insan olduğu için kıymet gördüğü, rabbin herhangi bir kulu olduğu için el üstünde tutulduğu, ten renginin umurda olmadığı, dilinin pek ehemmiyetli sayılmadığı, ırkının merak edilmediği ve yaşadığı coğrafyanın itibara alınmadığı bir dünya. Sen ben kavgasının yapılmadığı biz sevdasının tohum gibi toprağa düşüp yeşerdiği bir dünya.

Cemre, bir kez de insanlığın ortak aklına ve kalbine düşsün. Kanamasın insanlık, yaralanmasın, parçalanmasın. Bir fidan gibi boy versin salkım saçak ve sarsın dünyanın dört bir yanını yaprak yaprak, çiçek çiçek…

Cemre; havaya, suya ve toprağa düştü. İnsanlığa, akla ve kalbe de düşsün.

Önceki İçerikMASUM DEĞİL HİÇBİRİMİZ
Sonraki İçerikDÜNYA ŞİİR GÜNÜ
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.