Cibril’le gelen vahye içten boyun büktüler.
Dikenleri gül bilip çöle sevgi ektiler.
Rahle-i tedrisinde Server-i Enbiyâ’nın,
Allâh’ın huzûrunda «vav» gibi eğiktiler
İmrenip şühedânın mahşerdeki hâline,
Yöneldiler ukbâya, nefsi dâra çektiler.
Mazlumun sırtındaki harar dolusu zulmün,
Karanlığına doğan güneş gibi tektiler.
Küçüldükçe büyüyen, büyüdükçe küçülen,
Fakirin sofrasında tadımlık ekmektiler.
Cihad emri gelince; Bedir, Uhud, Hayber’de,
Küffârın tepesine bulut olup çöktüler.
Ne elem, ne kedere, ne gama gözyaşını
Şehid olmadan Şeyh’e dönenlere döktüler.
M. Faik GÜNGÖR