1976-77 döneminde yazıyor Cengiz Aytmatov bunu. Sovyetler Birliği’nde ve bugünkü Rusya Federasyonu’nda Ohotsk Denizi kenarında Nihiv denilen bir halk yaşıyor. Nihivli bir yazar Vladimir Sangi, bir gün Aytmatov’u bir yemeğe davet eder. Yemek sırasında bir ördek gelir ve Sangi bu ördeğin Lura ördeği olduğunu ve onların inanışlarına göre, denize açılan ve yönünü bulamayan balıkçılara yön gösterdiğini, hatta kendisinin de yedi-sekiz yaşlarındayken akrabaları ile birlikte ilk defa balık avcılığı için açıldığını, siste kaybolduklarını ve sonra da işte bu ördeği gökyüzünde görüp hayatlarının kurtulduğunu anlatır. Büyük Aytmatov bu hikâyeyi hemen yakalamıştır. Sangi’den bunu kullanmak için müsaade ister. Vladimir Sangi’nin kendisi de bir yazar olmasına rağmen tebessüm eder ve der ki: “Bundan bir eser çıkmaz, istediğin gibi kullanabilirsin.” Sangi’nin bundan bir şey çıkmaz dediği hikâyeyi, Cengiz Aytmatov, Vladimir Sangi’ye ithaf ederek harika bir uzun hikâyeye çevirir. Hikâye yayımlandıktan sonra Sangi de “Zaten bunu yalnızca Cengiz yazabilirdi” der.
…
Fedakarlığın hikayesi aynı zamanda. Okuyun ve okutun lütfen.
Temmuzun insanı eriten sıcağında yüreğimize kar serinliği getirip bizi mutlu eden ve ikisi özel olmak…
Acının ne dili var ne dini ne rengi ne de ırkı. Kim ayırır etle tırnağı……
“Sizin hiç babanız öldü mü? / Benim bir kere öldü kör oldum. / Yıkadılar aldılar…
“Benim çocuğum yapmaz!” demeyin. "Bunu yapanlar Karakoçanlı değil!” asla demeyin. “Bunu yapan dışarıdan birileri.” hiç…
Gönüllere sevgi tohumları ektiler. Bilemedik yaşarken kıymetlerini, Bir bir rahmet diyarına aktılar. Eksiliyoruz bir bir.…
Cahit Zarifoğlu'nun ölüm yıldönümü. Öyle ama şairler ölmez. Şiirleri yankılanıp durur kıyamete değin şu gök…
This website uses cookies.