İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yıl dönümünü gururla kutluyor “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırtmasın.” diyen Mehmet Akif Ersoy’u da rahmetle anıyoruz.
Bize çağ dışı diyorlar, doğrudur.
Çağlar açtık çağlar kapattık.
Çağlar bizden geri. diye alnının çatısına vura vura, göğsünü gere gere haykıran bir adam! Hep ileri, daima ileri, komple ileri asla kalma geri diyen kişisel gelişim uzmanı… Rotası da belli, çapı da.
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter. demiş ya Akif, bugünü görseydi edebiyatın yerle bir olduğunu görür ebediyen ve mütemadiyen “İlla edep!” diye hakikati haykırırdı.
Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren,
Bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren. tahsilden de önemli olan ona göre terbiyedir. Bu yüzden edeptir kılavuzumuz, hayâdır yolumuz diyoruz. Bu uğurda fedakârlık etmezsek cefayı hak ederiz ömür boyu ve sineye çekeriz en deli doluyu.
Fikir olmayan kafada küfür olur. Küfrü bol bir dönemdeyiz. Herkesin susturulduğu, değerlerimize hücumların edildiği ve değerlerimizin alaşağı edildiği bir vakitte Akif gibi sesi gür, istikameti şaşmaz, derdi ve davası olan şahsiyetleri gözlerimiz aramaktadır. Kısık sesli değil gür sesliyiz. Edebi edepsizden öğrenen, Mevlana çizgisinde olan Akif; hakkıyla okunmalı ve onun bizlere miras bıraktığı dava için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Akif karakterinde bir nesil arzuluyorum; haddeden geçmiş bir nesil ama haddini bilen, özü sözü bir olan…
Budur cihanda en beğendiğim meslek;
Sözün ödün olsun hakikat olsun tek. diyen, tavrı ve duruşu net olan…
İki insan çeşidi vardır: Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen! diyen, tek yüzü olan, tenhada neyse zahirde de aynı olan; yalaka olmayan, yaltaklık etmeyen, eğilip bükülmeyen, açılıp saçılmayan bir nesil:
Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini.
Desene hayvanlar senden daha medeni.
Gözü karaydı Akif:
Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum
Kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum. diyecek kadar cesurdu. Esareti kabul etmez, eziyeti, hezimeti arzu etmezdi. O yalnızdı ama iz bırakıyordu halkın ortak hafızasında.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Mevlana’yı, Yunus’u, Hacı Bektaş’ı, Pir Sultan’ı, Nasrettin Hoca’yı, Akif’i bilmeden, tanımadan yarına nasıl çıkacağız? Kökünden kopuk, değerlerinden uzak, aslından bihaber bir gençlik nasıl ıslah ve iflah olur? Koyun dönemlik ders olarak okullara Mevlana’yı, Yunus’u, Akif’i. Bakın kalır mı ortalıkta dolanan kuru kalabalık?
İnançlıydı, zerre taviz vermezdi inancından ve ölse bile bir adım geri atmazdı. Mehmet Akif Ersoy’a, Bu ülke ne zaman düzelir? diye sorulduğu ve onun da, Cuma namazına gelen cemaat sabah namazına geldiğinde düzelir. diye cevap verdiği rivayet edilir.
Gösterişten uzak, inancında samimi, sözlerinde harbi, aklından emin, duygusunda hasbi insanların artması lazım. İkiyüzlülerin çoğaldığı, ahlakın rafa kalktığı, inancın zayıfladığı bir çağda, Artık ikiyüzlüleri sevmeye başIadım. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım. diyen Akif ne kadar da sağlam bir karaktere sahip olduğunu ispatlıyor bizlere. O bir karakter abidesi, inanç ve dava adamıdır.
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu,
Nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!
Bir dost meclisinde Mehmet Akif, gayet hararetli bir şeyler anlatmaktadır. Sonradan görme zenginin biri bu meclise gelir selam verir ancak herkes Akif’i dinlediğinden kimse duymaz selamı ve almaz dolayısıyla. Adam da Akif’e sataşmak için; Ooo Üstat, ne sallıyorsun yine? der. Akif de istifini hiç bozmadan, Senin ne kadar iyi bir insan olduğunu sallıyorum. demiş. Lafı gediğine oturturdu, kapağı hazırdı hak edene. Halimize bakıp da bugün Akif gibi şöyle haykırmak istiyoruz:
Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.
Güzel ve bir o kadar yalnız ülkem, başı her daim belada olan…
Öyle bir yaşam sür ki,
Mevtin sana hande olsun.
Halka matem. diyebilen ve bunu nefsinde samimi bir şekilde yaşayabilen kaç kişimiz kaldı?
Ah ülkem, Akif’i özlüyorum; Akif benzerini, karakterini ve yaşayışını sürdüreni mumla arıyorum.