- Abla çok korkuyorum, elimi tutar mısın? dedi İnci.
- Tabi ki tutarım, dedi onu enkazdan kurtaracak olan. Bakın Türkiye budur işte. Başka bir diyalog yok. Yok sen Vanlısın, İzmirlisin; şucusun bucusun yok. Ortada bir can derdi var. Ve o canın hayat tutunması için insanlık var.
Sen uzat elini tüm Türkiye uzatmış senin o güzelim elini tutmaya. Elin boşlukta kalmaz. Buna bu ülkede yaşayan çoğunluk müsaade etmez. Doğusu batısı; kuzeyi güneyi… Alevi’si Sünni’si; Türk’ü Kürt’ü… Etle kemiğiz, can ve bedeniz. Bu ülkede iyiler o kadar çok ki! Enkaz altındaki ele de uzanır, sese de kulak verir, cana da can katar. Malından da verir parasından da şefkatinden de merhametinden de… Eksik koymaz hiçbir şeyini mağdur olanın. Uzanan el boşta bırakılmaz bu ülkede. O eli tutamayan olacak illaki, o ele uzanamayan da olacak. O elin neden enkaz altında kaldığını kendi uzman(!) görüşleriyle yorumlayanlar da çıkacak. Deprem de bir tek enerji boşalmıyor, olan akıl da vicdan da boşalıyor, kalan azıcık insanlık da bazılarında çıkıyor.
Van ‘da deprem olduğunda oradakiler terörist diyenler oldu. Elazığ’da deprem olduğunda oradakiler Kürt diyenler oldu. Dün İzmir’de deprem oldu oradakiler gâvur diyenler çıkıyor. Bir tek bunu diyenler insan? Böyle düşünenler Müslüman öyle mi? Gidin işinize ya! Her dönem insan olamayanlar çıkıyor işte. Kendileri sütten çıkmış ak kaşık! Pirüpak ruhları, abdestsiz gezmezler hiç. Her doğal afete hâlihazırda bir kılıf bulurlar.
Şimdi abla elimi tutar mısın diyen kızımıza siz denk gelseydiniz ona sorar mıydınız inancını ırkını dilini? Yahut da siz aynı durumda kalsaydınız biri size sorsaydı aynı soruları? Böyle düşünenlerin şu gök kubbenin altında yeri yok. İnsan her yerde insandır, can her yerde candır. Ne olursa olsun inancı, tabiiyeti.
- Abi sen gitme! dedi Günay!
- Gitmem, dedi onu kurtaracak olan. Bakın Türkiye budur işte. Başka bir diyalog yok. Yok sen Elazığlısın, İzmirlisin; şucusun bucusun yok. Ortada bir can derdi var. Ve o canın hayat tutunması için insanlık var.
Nerede bir can kaybı varsa ülkemin oralı olur anında kalbim. Acısı acım olur. Gözyaşı gözyaşım olur. Aynı ağacın dallarıyız, aynı tarlanın mahsulleriyiz. Aynı toprağın insanlarıyız ve aynı suyun içenleriyiz.
Kalbi depremlerin enkazında kalanlar var. Akli melekelerini yitirmiş olanların ve insanlığını yitirenlerin kaldıkları enkazlar var. Onları kim çıkartacak gün yüzüne?
Nasıl çıkartacağız? Vicdanımdan tutar mısın abla, derler bir gün belki! Kalbimden… İnsanlığımdan… Bir gün insanlıktan nasiplenmeyenler ‘insanlığım sen gitme benden’ derler belki.
– Siz köpekleri salın, ben kedi sesi çıkarırım. dedi Buse!
– Evet Buse, kedi sesi çıkar moralini böyle yüksek tut. dedi Bakan. Şimdi enkaz altındakileri çıkaran arama kurtarma köpeklerine bakalım bir de deprem için iyi olmuş diyen iki ayaklı köpeklere. Hangisi daha makbul, hangisi daha merhametli?
Enkaz altındakine el uzatıp yaşam olana, ses olup umut verene, su olup şifa sunana ne kadar teşekkür etsek azdır. İyi ki dediğimiz o kadar çok şey var ki bu millette. Helal olsun dediğimiz…
Konuşacak çok şey var. Şu an tek dileğimiz enkaz altında kalanların bir an evvel sağ olarak çıkartılmasıdır. Duamız onlara… Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum, yakınlarını kaybedenlere de sabır diliyorum. Ülkemizin de başı sağ olsun diyorum.