onlar konuştukça ben yazdım
ben yazdıkça onlar konuştu
kimsenin günahına girmedim ama
konuşanlar günahıma girdi
budur bütün yazma maceram
akıp gidiyorum mecramda
kâh gül taşıyorum taşkın halde
kâh dikene hamal oluyorum
gülü gören dikeni görmüyor nedense
ben sevdikçe onu körkütük
o sevmedi beni büsbütün
sandım ki sevince her vakit günlük güneşlik
her yer güllük gülistanlık
yanılmışım oysa
her vakit karanlık kapkaranlık
her yer küllük külistanlık
acı çok teselli yok
zehir çok panzehir yok
hiç bu denli yaralanmamıştım
gözyaşı selinde ıslanmamıştım
dudaklarımda çiçekli sözler saklıydı
yanındayken en gereklim
şimdi zehir zembereğim
en zehirli engereğim
en gereksizim
ve sonra dedim ki
herkesin gözüne girmektense
senin gözlerinde saklı kalmak
herkesin kalbine girmektense
senin kalbinde defnolmak en güzeli
bu yüzden kış gibi soğuğum herkese
yıldız gibi uzak, çöl gibi kuruyum
can benim kalp benim kime ne
Temmuzun insanı eriten sıcağında yüreğimize kar serinliği getirip bizi mutlu eden ve ikisi özel olmak…
Acının ne dili var ne dini ne rengi ne de ırkı. Kim ayırır etle tırnağı……
“Sizin hiç babanız öldü mü? / Benim bir kere öldü kör oldum. / Yıkadılar aldılar…
“Benim çocuğum yapmaz!” demeyin. "Bunu yapanlar Karakoçanlı değil!” asla demeyin. “Bunu yapan dışarıdan birileri.” hiç…
Gönüllere sevgi tohumları ektiler. Bilemedik yaşarken kıymetlerini, Bir bir rahmet diyarına aktılar. Eksiliyoruz bir bir.…
Cahit Zarifoğlu'nun ölüm yıldönümü. Öyle ama şairler ölmez. Şiirleri yankılanıp durur kıyamete değin şu gök…
This website uses cookies.