Ferhat’ın Yeri… Buhar oldu. Tam 286 m2 arsa ve 125m2 kapalı alan… Dün vardı ama ama bugün sadece kağıtta var. Tapusu var ve vergisi halen ödeniyor. Kahvehaneyi satın almak için çektiği kredisi de ödeniyor. Var ama yok hikayesi. Bizimkisi de yeryüzünde başka insanlara nasip olmayan şeylerin hikayesi. Ağlanacak halimize gülüyoruz. Mecalimiz yok hakkın ve haklının yanında durmaya, cesaretimiz yok.
Başka ülkede yaşayamam, canım ülkem; başka şehirde hiç yaşayamam, canımın içi şehrim! Emsali yok bunun. Hani deriz ya: Malatya sevmez bizi, Diyarbakır da sevmez, Tunceli de. Uzar gider bu hikaye. Biz bizi ne kadar seviyorsak ve birbirimize ne kadar sahip çıkıyorsak el de o kadar sever ve sahip çıkar.
Depremden önce semaverini kaynattığı, çayını demlediği, bardaklarını yıkadığı, müşterilerini ağırladığı kahvehanesi depremden sonra kentsel dönüşüm kapsamında yıkıldı. Yerine koca binalar yapıldı ama kahvehanesi yok oldu. Nasıl olur? diye gözlerinizi açıp şaşkın şaşkın sorduğunuzu hayal ediyorum. Olmuş işte. Düşünün depremden önce ekmek kapınız var, depremden sonra kentsel dönüşüm sonucu ekmek kapınız yok. Kime gideceksiniz ve anlatacaksınız derdinizi? Hangi kapıyı çalacaksınız? Hastasınız ama doktor yok, yolcusunuz ama yol yok. Aziz Nesin olsa bundan muhteşem bir mizah yazısı çıkarırdı. Kimse kızmasın. Bir feryat var ortada, mağduriyet. Neden bir açıklama yapılmaz? Ulusal basına bu şekilde haber olmak şehrimiz adına iyi mi ve kul hakkı yemek dinen caiz mi?
Semaverde çay kaynamıyor artık çünkü semaverin konulduğu koca dükkan ve bahçesi yok. Yoklar şehrinin yok olan yerlerinden biri Ferhat’ın Yeri. İspat da işe yaramıyor. Önceden sana ait olmasının da bir ehemmiyeti yok. Feryat da para etmiyor, hak da hukuk da. “Çaylar!” diye seslenemiyor Ferhat bugün. İkisi demli bir açık, diye seslenemiyor müşteriler. İnce belliden olsun benim çay, diyemiyor tiryaki.
Bu şehri sağır mı kesildi? Lal mı oldu? Kör mü cümlealem? “Kimliği kaybolan nüfusa, kartı kaybolan bankaya başvurur. Peki; tapulu, imarlı, vergisi ödenen 286m2 arsa ve 125m2 kapalı alanı buhar olan biri nereye başvurur?” Bunu soruyor Ferhat.
Bu kadar da olmaz demeyin. Olmaz olmaz. Bir bilmecem var hemşerilerim, diye sorsam sizlere. Tapusu var, vergisi var, kredisi var ama kendisi yok? Cevap verebilir misiniz? Yoksa bütün şehir tek bir ağızla “Ferhat’ın Yeri” diye haykırır mı?
Ferhat’ın Yeri… Buhar oldu. Tam 286 m2 arsa ve 125m2 kapalı alan… Gören varsa insaniyet namına haber versin. Duyan varsa bu sese kulak versin. İşiten varsa haber salsın.
Kedim Alaska için bir isimlik yaptırıp kolye diye taktım. Ön tarafında kolyenin adı yazıyordu Alaska’nın. Arka tarafında da “Babamı arayın: 0506…” diye numaram. Kaybolduğunda iyi, vicdanlı ve merhametli insanlara denk geldiğinde arasınlar, sahibini bulsunlar diye. Ferhat ne yapsın şimdi? Tapusu var elinde ama iş yeri yok.
Tüm iyi insanlara sesleniyorum: “Ferhat ne yapsın şimdi?” Tüm şehre sesleniyorum: “Ferhat’ın yerinde siz olsaydınız ne yapardınız?” diye.
Dün kahvehanenin adı: “Ferhat’ın Yeri” ydi. Bugün kahvehanenin adı: “Ferhat’ın Yerinde Yeller Esen Yeri” oldu.
kaptan