“Git sevdam, git lanet olsun.” diye ağlayıveren bir çift yaşlı göz gördüm akşamın kuytu bir köşesinde. Yarası açık bir halde üzerine tuz serpiliyordu sanki. ”Seninle geçen günlere, sensiz geçen günlere…” diye devam ediyordu yüreğine denk düşen zılgıtlarla. Hüznün bir yüreğin üzerine akşam karanlığı gibi düşmesi bu olsa gerekti. ”Onulmaz yaralarla yalnız koy beni!” diyordu derinden.

”Bırak git haldaşını ardına bakmadan

Bir gün daha fazladan kalma

Kalırsan bir daha terkedilmiş sayarım kendimi

Kalırsan bir daha yenilmiş kabul ederim yüreğimi” diyordu naçar bir vaziyette.

Ayrılığın türküsüydü bu, susuz kalmış dudaktan dökülen. Yürek akıyordu gözyaşlarının deryasında ve bir insan boğuluyordu.

“Soluduğum havadan uzaklara

Kokladığım çiçeklerden ötelere

Gözyaşlarımın sel olup yetişemeyeceği ülkelere

Git sevdam, git lanet olsun

Senle geçen günlere sensiz geçen günlere.”

İçinde büyüttüğü çiçeği kökünden söküp atan bir kızın feryadı, nağmeleriyle ortalığı firaka çeviren bir afetin âcizane figanıydı dinlediğim.

“Yalvarırım, ipleri kopmuş bir tespih gibi;

Al hasretini,

Al hüznünü,

Al yakamdan yalnızlığını..”

Yaklaştım usulca, saçlarını okşadım. Onunla ağladım saatlerce. Gözyaşlarının evrensel diliyle hemdem olduk.

“Çek git adam gibi, yakışırcasına onurlu sevmelere

Kavuşurcasına aydınlık günlere…

Git.”

Dök dedim içindeki zehri son damlasına değin. Dök ki yüreğin ferahlasın ey dost! Dök ki içindeki dev yitip gitsin. Sayıklamalarla geçen anlar dakika, dakikalar saat oldu. Zamanın dışındaymışız gibi geliyordu bana.

“Onurlu bir kavgadan zaferle çıkmış gibi,

Alnı ak, yüreği pak ve de mağrur bir komutan edasıyla,

Yalnızlığı kılıçlayan, hüznü kamçılayan, ayrılığı ölümleyen sevdam!

Gün bugündür.”

Söylendikçe açılıyor, açıldıkça şairleşiyor, şairleştikçe hüzünleniyordu. Garip bir gündönümüne benziyordu haleti ruhiyesi. Metcezirlerle donanmış bir ruhun anlık kırılmalarla boşalmasıydı gördüğüm. Ve derdiyle aşina olduğum.

“Bir ekmek tazeliğinde kalsın sevdamız

Çıkmaz yollara sapmasın yoğrulduğumuz, kendimizi bulduğumuz aşkımız

Ya git, ya git…

Gözünü kıpmadan at beni koynuna ölümün

Bir adı ölüm olan sensizliğin.

Lanet olsun iki gözüm, binlerce, milyonlarca lanet olsun.

Gitmeni istemiyorum işte.

Lanet olsun işte.” dedi ve sustu uzun süre.

Onun susmuşluğu tabiatın taş kesilmesi gibi bir hal oldu. Yer oynamaz, gök gürlemez, su akmaz ve ateş yakmaz oldu.

Bir daha yürek adam gibi sevmez oldu.

Gitmek istedim de gidemedim.

Kalmak istedim de kalamadım.

Önceki İçerikNOMADLAND
Sonraki İçerikKUT’ÛL AMÂRE ZAFERİ
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.