“Binmişiz bir alâmate

Gidiyoruz kıyamete

Selam söyleyin o cahil

Havva ile Adem’e”  Hz. Havva annemiz ve Hz. Adem babamıza böylesine hakaret içeren sözler yazıp onu şarkı diye terennüm etme hakkını kimden alıyorsunuz?  Selam söyleyin o “cahil” şarkıcıya. Müslüman mahallesinde  salyangoz satmasın bir daha. Yüz verdik diye gelip etmesin halıya.

O kadar kolay ve umursamaz bir halde icra ediliyor ki İslam olana düşmanlık musalla taşı dahi paklamaz gayri onları. Baki’nin meşhur beyti geli aklıma:“Kadrini sengi musallada bilüp ey Baki / Durup el bağlayalar karşında yaran saf saf “ Ey Baki, dostların senin değerini ancak musalla taşında anladılar ve karşında sıra sıra el bağladılar! Kutsal olana küfrünü sengi musallada dahi edip sonracığıma hiçbir şey olmamış gibi ahiretinden olanlar var bu ülkede. Yazık onlara.

İnanmayabilirsiniz ve inanmıyorsunuz diye sizi dışlamıyor, kötülemiyoruz. Sadece hak yolunu bulmanız ve ahiretinizi kurtarmanız için  size dua ediyoruz. Sizin için anlam ifade eden hiçbir kutsalınızla dalga geçmiyor, ona küfretmiyor ve kutsalınızı ağızlarda sakız edip çiğnemiyoruz.

Müslüman’a hıncınız, İslam’a nefretiniz sizi illaki kendi tükürüğünüzde boğacak, tarihin isimsizler listesine ekleyecektir. Var olmanızın dayanılmaz cazibesi size ait olana küfretmek, onu alaşağı etmek ve ucuz bir şekilde size ait olanı harcamaktır. Bu kadar düşmenize lüzum yok zaten dibi boylamışsınız. Haddinizi bilmeniz hasebiyle bunu söylüyorum.

Sizin “inanmama” hakkınız kadar bizim de “inanma” hakkımız var. Biz size karışmazken siz de bize karışmayın bir zahmet. Bindiğiniz alamet şu an için hiç de hayra alamet değil, gideceğiniz kıyamette besbelli. Bu fikir özgürlüğü değil. Konuşma hürriyeti hiç değil.

Sağlıklı bir psikolojinin de işi değil.

Bir aklıevvelin “zırvası” diye telakki ediyorum bunu.

Bir cahilin “cehalet vesikası” diye kabul ediyorum.

İslam’a bu kadar öfke kusan ve onun değerlerini tahkir etmeyi  vazife bilenlere söyleyecek çok şey var aslında. Susmak kabullenmektir. Bu yüzden tarafımızı belli etmek zorundayız. Susanlardan olup her türlü hakareti sineye çekmek mi yoksa size ve değerlerinize hücum edenlere karşı gökkubeyi başlarına yıkacak şelilde haykırmak mı yakışır?

Saygı duyun. Kendi değerlerine bu kadar küfreden başka bir güruh var mı? Kimsenin inancına yönelik hakaret etme lüksümüz yok. Ne olursak olalım, kim olursak olalım. Dini, dili ve ırkı mevzubahis edip buradan yürüyerek onlara hakaret etmek ve onları yok saymak hakikate ters olduğu kadar maşeri vicdana da aykırıdır.

Hem seni dinleyen milyonların inancına küfredecek, onların kutsalıyla dalga geçeceksin hem de sahneye çıktığında onlardan alkış bekleyeceksin. Hayır bunu kabul etmiyor ve bundan ciddi manada rahatsız olduğumu beyan ediyorum. Rabbim şahidimdir.

Bunu sözde şarkıcının yediği “nane” olarak görüyorum ve günü geldiğinde de  illaki tırmalamaya başlayacaktır yok yere yediği  “naneler” onun bayramlık ağzını diye noktayı koyuyorum. Yüz verdik minik serçeye, geldi etti bizim bahçeye.

Önceki İçerikHARPUT’UN “DEDE KORKUT”U
Sonraki İçerikBALIKÇI EYE
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.