Her şey bir dilim ekmek uğruna…

Yerin 300- 350 metre altında gün ışığından mahrum, temiz havadan uzak…

Emek böyledir işte, kolay kazanılmıyor ekmek parası.

Gözler illaki olacak kömür karası…

İşte bize kalan da onların ardından kalp yarası.

Onlarca can…

Madene nasıl gittiler acaba?

Borçları var mıydı?

Evleri?

Arabaları?

Çocukları okuyor muydu?

Ayakkabıları tam mıydı?

Üst başları?

Kursaklarına girecek tek lokmanın bile helal olduğunu bilerek gittiler. Yerin üstü dururken yerin yüzlerce metre altında çalışmak her babayiğidin harcı olmasa gerek. Madencinin kaderi de bu işte.

Onlarca can…

Evden nasıl ayrıldılar?

Eşleri onları uğurladı mı?

Çocukları öptü mü?

Karşılaştıkları komşuları selamladı mı?

Kedileri varsa onların etrafında dolanıp durdu mu?

Köpekleri peşlerinde gitti mi?

Çiçekleri koktu mu onlara son kez?

Önceden alınması gereken tedbirler zamanında alınmadığı için bu tür kazalarda can kaybı fazla oluyor. Ondan sonra oturup bir güzel fikretmiyoruz. Bir daha aynı kazalar başımıza gelmesin, canımız bir daha böyle derinden yanmasın ve gözyaşlarımız akmasın diye.

Onlarca can…

Kalmadı mecal.

Dudaklarındaki son şarkı hangisiydi acaba?

Ellerindeki son sıcaklık kimindi?

Üzerlerine sinen koku çocuklarının mıydı?

O kadar çok şey var ki diyecek

Bütün ülke orada mahsur kalmış gibi. Bu ne zor bir imtihandır rabbim! Sabrımızın umman olması gerekir, direncimizin sarp kayalık… Yaralar sarılır elbet, yanlışlar düzeltilir, kusurlar kapatılır da giden can geri getirilmez tek! Hep önceden alınması icap eden tedbirleri hep sonradan konuşuyoruz. Sel olur; can ve mal kaybı olur, ondan sonra başlar teranelerimiz. Deprem olur, can ve mal kaybı olur, ondan sonra başlar şarkımız. Madende göçük olur, can ve mal kaybı yaşanır, ondan sonra başlar mazeretimiz. Aklımız ne de çok çalışıyor, aslında her kanalda onlarca yorumcu ve uzman habire konuşur. Herkes hüküm veriyor ama ölümlere kimse dur diyemiyor. Hani diyorum az konuşup çok iş yapsak daha mı iyi olur? Karnımız tok nutka, aklımız alıyor Allah’a çok şükür her şeyi de ama neden bu tür kazaların önüne geçilemiyor ülkemde. Ve pahalı bir fatura ödüyoruz. Bu fatura insanımızın canına kesiliyor ve o can sahibinin geride bıraktıklarına bu dünya cehennem oluyor.

Her şey ekmek parası için.

Ölüm de buna dahil.

Önceki İçerikSen Bana Hep Geç Kaldın
Sonraki İçerikHayırlısı
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.