“Elleşme geçsin” bir tavırdır, takmazlıktır, başı buyrukluktur, aldırmazlıktır, özgürlüktür, adam yerine koymazlıktır. Ne kuyruk takarsanız uyar buna! Elleşme geçsin taraftarları grup kursun sanal âlemde. Elleşme geçsin hayranları bir olsun âlemde. İçte ve dışta bize düşman olan her kimse veya her neyse topunuza söylüyorum:  Artık sizlerin yaratmış olduğu efsanelere inanmıyoruz. Biz kendi efsanemizi inşa ediyoruz. Kâğıttan uçaklar yapmıyoruz, gemiler hakeza!  Ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes:  “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin!”            

İsrail bize yan yana bakıyormuş da hesabını soracakmış da! Kızmış da! Tehdit etmiş de! Bilmem ne de! Biz de korktuk amanın amanın!  İsrail mi: “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin!”

Amerika bizi sevmiyormuş da!  Onları kaybedermişiz de!  Terörü desteklermiş de! Bizi fişlermiş de! Bilmem ne de! Biz de tırstık amanın aman! Amerika mı tavrımız net: “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin.”            

Avrupa Birliği’ne almazlar da süründürürler de anamızı ağlatırlar da daha onlarca neler de neler. Geç bunları anam babam geç bunlarI! Pörsüdü bu hikâyeler. Yunanistan’ın, İtalya’nın, Fransa’nın, İspanya’nın hali pürmelali ortada.  Avrupa Birliği mi:  “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin.”  

İMF’NİN esamisi dahi okunmuyor artık. Bir öcü gibi geceleri uykumuza girerdi. Adını hatırlayan var mı bugün! Modern kölelik bankası… Modern sömürge kurma aracı…  İMF mi: “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin.”                       

Esasen bu yazının nüvesi şu Erzurum fıkrası olup güya bunu anlatıp öyle bağlayacaktım ABD’deki darbe girişimine, her neyse…   Erzurumlu bostanda çalışırken oğlu alt baştan babasına bağırır. “Baba! Teyyâre geçir, teyyâre geçir!” Babası da oğluna der ki: “Elleşme oğlum, geçsin!”  Bizim tavrımızda bu minval üzre olup her olayın akabinde tekrar edilecektir. ABD’de darbe girişimi var.  Yorumlar yorum üstüne…  Hükümler hüküm üstüne… Oyunlar oyun üstüne…ABD’de darbe var  ama bizim de tavrımız net:  “Üüüledir onlar, elleşme geçsin. Elleşme geçsin!”                      

Rumeli’de deve yoktur. İki çoban kocamış Istıranca Dağları’nın eteklerinde koyun otlatırken biri bakmış ki karşı tepeye bir hayvan sürüsü tırmanıyor. Sırtlarında yük var ama çoban bu hayvanları ilk kez gördüğü için bilmiyor. Diğer çobana sormuş:

— Aga be, ne bunlar büle? Öteki çoban da deve görmemiş ki hemen cevap verebilsin. Bakmış, bakmış:

— Üüüledir onlar, elleşme geçsin.            

“Elleşme geçsin” bu toplumun bir ilkesidir halden anlamaza, vaziyeti çakmaza, kadri kıymeti bilmeze! Karacaoğlan’ın:

“Kadrin bilmeyenler alır eline

Onun için eğri biter menekşe” dediği gibi bu milletin başının eğik ve boynunun bükük olduğu günler kadrini kıymetini bilmeyenlerin hüküm sürmesindendi.                   

Darbecilere, darbeseverlere, darbe taraftarlarına hitaben şunu söylüyorum:  Artık sizi sevmiyoruz.  Kendimize duyduğumuz büyük bir güven ve sizi ciddiye almazlıkla: “Elleşme geçsin!” demindeyiz. Bu; biraz kendi narında yansın, kendi bahrinde boğulsun, kendi tozunda nefessiz kalsın demektir. Bu, ne hali varsa görsün mealindedir. Bu, kul azmadıkça hak bela vermez nevindedir.  Darbeci var; elleşme geçsin! Darbeci var ama: “Üüüledir onlar, elleşme geçsin.”  Elleşme geçsin bir hal yazısıdır.   

ABD; ateş çemberi içinde kalan akreptir, intihar edecektir ergeç.  ABD için timsah göz yaşları dökmekte ve sırtlan gülüşüyle orada cereyan eden darbe girişimini – ki valinin deyişidir bu – izlemekteyim. Bunu bir Cibran hikâyesiyle ifade edeyim. Suların yükseldiği sırada Nil Nehri kıyısında bir sırtlanla timsah karşılaştılar, durup selamladılar birbirlerini. Sırtlan konuştu ve dedi: “Günleriniz nasıl geçiyor efendim?” Timsah cevap verdi: “Kötü geçiyor. Gün oluyor acılarım ve hüznüm içinde ağlıyorum ve yaratıklar diyorlar ki: Bunlar yalnızca timsah gözyaşları. Bu beni her sözün ötesinde yaralıyor.”  Sırtlan dedi ki: “Acınız ve hüznünüzden söz ediyorsunuz ama bir an için beni düşünün. Dünyanın güzelliğine, harikalarına, mucizelerine bakıyorum ve salt bir sevinçle günün güldüğü gibi gülüyorum. Ormanın insanları diyorlar ki: Bu yalnızca bir sırtlan gülüşüdür.

Ey ABD! Yakıp yıktığın yerlerde döktüğün sahte timsah gözyaşlarını ve ülkemizde senaryosunu hazırlayıp oyuncularını seçip ortaya koyduğun darbe oyunu karşısındaki sırtlan gülüşünü unutmadık ! Bu yüzden şunu asla unutma: Dün yediğin hurmalar işte böyle vakti gelince gelir seni tırmalar.

kaptan

Önceki İçerikSANA BENZEMEK
Sonraki İçerikBİR FİNCAN KAHVE
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.