Ey dil yobazı! Sana Kürtçe bir şiir okurum, aklın gider, Kürtçe bir şarkı söylerim, mırıldanırsın. Kürtçe konuşulan bir evde misafir ederim, mahcup düşersin. Yani anlayacağın seni Kürtçe terbiye ederim, bir daha kimsenin ana diline yasak koyamazsın sadece kendi çöplüğünde ötersin.
Kimse; kimsenin diline, dinine, soyuna sopuna karışmasın. Karışırsa da geri kalan herkes ona karışsın. Kendimden biliyorum, birini yok etmek ve etkisizleştirmek istiyorsanız şucu bucu deyin bitirin işini. Oysa biz kimseyi şucu bucu diye şikayet etmiyoruz. İnsanların yüreğinde ikamet edemedikten sonra aklıyla dalga geçmenin de bir anlamı yok. Herkes sizin gibi olmak zorunda değil ve siz de herkes gibi olmak zorunda değilsiniz. Güzellik budur işte.Tarif isteyenler bunu hafızalarına kazısın.
İnsan dışlana dışlana bileylenir, acı çeke çeke olgunlaşır. İyiye ve güzele yönelmek varken kötüye ve çirkinliğe depar atmak ne kadar da doğru? Yüzüm kara diye benimle aynı masada oturmayacaksan seninle aynı dünyada yaşamanın da bir kıymeti yoktur diye düşünüyorum. Ne ben ten rengimi değiştirebilirim ne de sen bu sabit ve bağnaz fikrinden sıyrılabilirsin.
Ey dil fukarası! Seninle aynı dili konuşmadığım için beni susturacaksan bil ki o dil kopar yine de susmaz. Ey din şarlatanı! Seninle aynı inançta olmadığım için kapıma işaret koyacaksan zerre geri adım atmam inancımdan, bil.
Sana Kürtçe bir çay isterim sonra Kürtçe bir şarkı okurum. Kürtçe iyiliğini isterim ve dua ederim. Sen de kalkıp bana “Kürtçe konuşamazsın.” diye posta koyarsın. Çay da soğur, şarkı da susar, iyilik de yarım kalır, dua da kabul olmaz.
Senin ana dilinle konuşabilme özgürlüğünü kendi dilimle yazıp savunuyorum. Olması icap eden bu. Senin konuştuğun yerde ben senin diline saldıracaksam benim konuştuğum yerde de sen benim dilime saldıracaksın. Bu böyle sürüp gidecek. Millet kendi coğrafyasındaki insanların gelişimi için olağanüstü çaba harcarken bizler de gereksiz mevzularla birbirimizi harcamaya çalışıyoruz. Ucuz siyaset, milliyetçilik ve din söylemleri artık para etmiyor ülkemde. Önce insan olun ve insana ait olan her şeye sizin gibi olmasa dahi hürmet edin. Gösterdiğiniz bu hürmet size bir bumerang gibi misliyle dönecektir.
Yok, o Kürtçe konuşmasın. Yayından alın. Kimse Kürtçe konuşamaz. Mevzu mu bütün bunlar hâlâ bugün? Kayda değer bir tavır mı? Millet neyle uğraşıyor, biz nelerle muhattap oluyoruz. Çin Seddi düşman için yapıldı peki akıl ve kalplerdeki Çin Seddi’ni nasıl yıkacağız? Kimse kimsenin ana diliyle konuşmasına mani olamaz. Ve ana dilini konuşmak da yasak değildir ülkemde. Bir cahil bir kuyuya taş atar ondan sonra da kıyamet kopar.
Uzak durun insanların ana dilinden. İnancına dokunmayın hiçbir kimsenin. Ten renginden dolayı mesafe koymayın kimseye. Rabbin kudret kalemiyle boyanmıştır o yüzler, peki sizin karadan daha kara kalbiniz kimin kalemiyle boyanmıştır? İnsan anasından doğarken mensup olduğu ırkı inkar edecekse ve onlardan tevarüs eden ana dilini konuşamayacaksa özgürlükten de insan haklarından da bahsetmenin bir anlamı kalmıyor.
Doğuştan gelir bazı şeyler. Bu yüzden değiştirilmesini istemek ya da inkar edilmesini beklemek akıl işi değildir. İnsan niye ve niçin değişsin ki aslını, kim için? Güzellik bütün dillerde insanların birbirlerini sevebilmesi ve bunu dile getirebilmesidir. Kürtçede de bu böyledir Türkçede de. Seni seviyorum demek de güzeldir, ez ji te hezdikim demek de. Bunun neresi kötü ve tehlikeli ki?
Bir kadın programı sunucusu ki ismi kayda değer değil, Kürtçe konuşan konuğunu yayından alınca dananın kuyruğu koptu. İnsan insana bunu yapar mı? Rabbe duanın resmi bir dili var mı? Farsça dua edenle Arapça dua eden aynı değil mi? Seccadeye yüz süren siyahi biriyle beyaz birinin ibadeti farklı mi şimdi? Konuğunuz Türkçe bilmiyorsa ne yapacaksınız? Vuracak mısınız onu? Ülkeyi mi yıkmaya çalıştı? Teröristlik mi yaptı? Şu progam sunucuları, köşe yazarları kimin kalemşorluğunu yapıyor ki? Bu ülke bu dar kafalılar yüzünden yıllarını kaybetti. Kardeşi kardeşe kırdırttı. Kimi baş örtüsü diye tutturdu, kimi Kürtçe konuştu diye, kimi de Alevi diye.
Kimse insan olduğunu ve insaniyet namına bir şeyler yapması gerektiğini düşünmedi bugüne kadar. Çünkü herkes insan olarak doğuyor ama insan olarak ölmüyor.
Silav ji hemî mirovên xweş û bedew re. ( Tüm iyi ve güzel insanlara selam olsun.)
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.