“İnsana rast gelesin.” diye bir dua dilimde.
Şiir gibi değil mi?
Öyle geliyor kulağa.
Kısa ama öz!
Acayip tesirli söz.
Akıp geliyor ağızdan berrak bir su gibi.
Kolayca ama gayet edebice.
Güzelce ve ebedice herkese söylenebilecek bir kıvamda.
Kırmadan, incitmeden ama dokunarak, hissettirerek…
Ve insana dair gönderme; insan olmaya, insanca yaşamaya.
Yaradılışın manasına uygun hareket etmeye ve rabbin vermiş olduğu cana ihanet etmemeye…
“İnsana rast gelesin!” ne güzel bir sözdür.
Mecazi anlam taşıyor.
Bilinenin dışında anlam taşıyor.
Herkes insan olamayabilir.
Şeklen olsa bile kalben ve aklen olamayabilir.
Yere tükürebilir, uluorta küfredebilir, ahlaka mugayir hal ve harekelerde bulunabilir.
Dil,din ve ırk ayrımında bulunabilir.
Haksızlık yapıp kul hakkına girebilir.
Öldürebilir, yaralayabilir, incitebilir.
Kırabilir, yakabilir, yıkabilir.
Bu yüzden size insana rast gelesin diye söylenebilir.
“İnsana rast gelesin.” Ne kadar da ince mana taşıyor.
İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum duvar yazısının başka bir ifade şekli…
Canisi var hani, canavarı var yani; şakisi var hani, eşkıyası var yani.
Sapığı var hani, manyağı var yani; hırlısı var hani, hırsızı var yani.
İlk işimiz insan olmak.
İlk dersimiz…
İlk vazifemiz…
Hani insan alemin özüdür denir ya, ona riayet etmemiz gerekir.
Bu yüzden insana rast gelesin denir.
“İnsana rast gelesin.” diye haykırmak istiyorum.
Güzel olana, iyi olana, doğru olana…
Hakkı bilene, hakkı uygulayana, hakka uyana…
Kalpten sevene, akıldan görene…
İyilikten gelene, kötülükten dönene…
Adam gibi adam olana, kadın gibi kadın olana rast gelesin.
İnsanı insandan ayırmayana…
Kulu kuldan kayırmayana…
Kuldan korkmayana Allah’tan korkana…
Her türlü oyunu bozana…
“İnsana rast gelesin.” bizden herkese gelsin bu söz.
Makamın koltuğuna sürtünmeyene…
Paspas olmayana…
Sakız olmayana…
Dik durup da asla eğilmeyene…
Söz verip de sözünden dönmeyene…
Mazlumun yanında olana…
Zalimin karşısına dikilene…
“İnsana rast gelesin.”
İnsan olana…
Çocuğu sevene..
Kadını üzmeyene…
Engelliye sahip çıkana…
Düşmüşe el uzatana…
Yetime, öksüze kol kanat gerene…
Fakire ekmek olana, susuza su olana…
Ülkesini sevene, insanını yüceltene…
Dinini yaşayana, dilini sevene…
Elazığ ağzıyla bitirelim: “Allah eyilerle karşılaştırsın.”
Amin.
Gürhan GÜRSES, ELAZIĞ