Kendi ülkesini kötüleyen ve başka ülkeye hayran olan zatı muhteremler, “Batı” dediğimiz ve âşık olduğumuz medeniyet tek dişi kalmış canavardan da öte kan emici bir vampirdir. Bugün ortaya koydukları muazzam medeniyetin temelinde ortaya döktükleri oluk oluk kan, aldıkları milyonlarca can ve kendilerinden olmayana uyguladıkları soykırım var.

Son günlerde basında yer alan ve “insan” olan herkesin kanını donduran Kanada’ daki kayıp yerli çocukların bulunan cesetleri mazlumların canı üzere inşa edilen hiçbir yapının ilelebet payidar kalamayacağının vesikasıdır.

Kanada için çok duymuşuzdur dünyanın en yaşanabilir, en çevreci, en demokrat, insan haklarına en saygılı ülkesi diye. Dünyanın hangi ülkesi olursa olsun böylesi “en”lere mazhar olmuşsa illaki bu “en”lerin ardında saklı duran bir hakikatte vardır. Hakikatlerin de ergeç ortaya çıkma gibi bir özelliği var. Bugün ortaya çıkan toplu mezarlar bunun ispatıdır.

Ağzımızda sakız ve ezber olan bu modern ve gelişmiş ülke söylemi, hakikate kör olmamızı ve celladına âşık olmuş idam mahkûmu psikolojisine girmemizi sağlıyor.
Kan dolu olan ve kokan bir suda onun farkında olmayan balıklar gibiyiz. O kan dolu gölü bize gül bahçesi gibi gösteren sahtekârlar aynı zamanda o kan dolu gölün dışına çıkarsak çırpına çırpına ölmemize neden oluyor.

100 yıldan fazla süren bir zulmet ve bu zulmetin içinde kaybolan 150 bin yerli çocuk…

Kanada tarihinin en büyük çocuk istismarı olarak kabul edilen yatılı kilise okulları 1880’lerin başında açıldı ve sonuncusu da 1996 yılında kapatıldı. 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla alınarak yerleştirildiği kiliselere ait yatılı okullarda, bu çocukların büyük bölümü rahip, rahibe ve diğer öğretmenler tarafından fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ve istismara maruz bırakıldı.

Yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan toplu mezarlarda – ki bu mezarlar kilise bahçelerinde – yüzlerce çocuk cesedi bulundu. Taciz, tecavüz, şiddet, asimile ve aklınıza gelebilecek her şey uygulanmış bu yerli çocuklara. Ailesinden zorla alınan ve kilise yurtlarına konan bu çocukların günahı isminde mahiyeti saklı olan “Kan”ada’yı bir gölge gibi takip edecek ve huzur vermeyecektir.

Hayranı olduğunuz içi şiddet dolu dışı ambalajlı “Batı”yı şişirmeye ve pohpohlamaya devam edebilirsiniz; kendi ülkenizi de küçük görmeye, değersiz göstermeye ve ülkenize küfretmeye de…
Kaptan

Önceki İçerikkalan gitmiştir, giden gelmiştir
Sonraki İçerikEski Karakoçan
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.