Gördüğüm lüzum üzerine yazıyorum. Çok kısa cümlelerle ama net bir şekilde… Herkeste aslında bilinen ama dillendirilmeyen bir gerginlik var. Adeta herkes istim üzerinde. Lütfen daha sakin olun. Kırılan çok can var ilçede ve kırılan kalplerin sayısınca öfke. Anlamsız ve bir o kadar da can sıkan sessizlik. Artık bu saatten sonra hiçbir kimse bu ilçede hiçbir şey olmamış gibi gezmesin bir zahmet! Attığı adıma dikkat etsin ki incitmesin toprak gönüllüleri. Ettiği lafı ölçüp biçip de sarf etsin. Öyle haybeden sırf gırgır olsun diye konuşmasın. Yeni kırılmalara sebebiyet vermesin. Siz mi görmüyorsunuz yahut biz mi yanlış görüyoruz? Ciddi bir sorun var ortada. Deve kuşu gibi başınızı gömmeyin toprağa. Ön planda olan sizlersiniz. Ben bir endişe ediyorsam bu ortamdan siz bin endişe edin! Konuşun birbirinizle, iletişim kurun, eleştirin yeri geldi mi birbirinizi de. Akil adamlarsınız binleri etkiliyorsunuz!
Hani biri küfretse herkes ağız dolusu küfredecek… Biri elini kaldırsa herkes yumruğunu sıkacak gibi… Sakın ha! İşte bundan korkuyorum. Bu öfke mahveder herkesi. Lütfen daha sakin olun. Canımız yandığı kadar yandı, bundan sonrası için yanmasın. Hiçbir koltuk bir canımızdan daha kıymetli değildir. Ailemizden, çocuğumuzdan, dostumuzdan… Bugünden sonra özellikle siyasiler atacakları adımlara çok dikkat etsin. Hangi parti, hangi aday, hangi isim yahut kim olursa olsun fark etmiyor. Ötekileştirmeden kimseyi ve ötelemeden bu mevzuyu… Kırmadan yürütün işlerinizi ve saygı duyun sizin gibi düşünmeyenlere çünkü biz hep birlikte Karakoçan’ız. Hep beraber güzeliz. Sağ salim bu süreci tamamlayın ve size tevdi edilen görevi de layıkıyla yerine getirin.
Umudu kırılan çok insanımız var, kalbi incinen… Bilmeden yorum yapmayın, isim vererek hedef göstermeyin kimseyi de. Sadece şunu yapın, ortalığı sakinleştirecek ve insanları kendi akışında bırakacak şekilde hareket edin. Yargılamayın asla. Şunu çok iyi biliyorum insanı öze almayan hiçbir yapı ayakta duramaz. Bu yüzden kalpleri iyileştirin önce. Kaybetseniz de kazanırsınız, bunu yapmazsanız kazansanız bile kaybedersiniz.
Derdim bu saatten sonra herhangi bir Karakoçanlının kırılmaması, üzülmemesidir. Tahammül mülkü yıkılırsa hepimiz altında kalırız. Hepimiz tanıyoruz birbirimizi. Kan bağımızın olmasına gerek yok çünkü çıkarsız seviyoruz ve birimizin kaybı kendi kaybımız gibi geliyor bize. Lütfen diyorum daha fazla kırmadan birbirimizi, incitmeden, küstürüp strese sokmadan yürütün bu süreci.
“Sana mı vazife bu?” diye de sormayın asla cevap vermem bu şekilde düşünenlere. Ben bu ilçenin bir ferdi olarak ilçe halkının genelinin yararına olacak şekilde fikrimi beyan ediyor ve cesurca dile getiriyorum. Kapalı kapılar ardında oyunlar kurmadan, kandırmadan, etiketleyip fişlemeden, kötülemeden. Bakın bir canımız yanarsa – Allah göstermesin- bu yazıyı satır satır okuyun bir daha. Önemli olan da olumsuzluklar yaşanmadan bunun farkına varmaktır. Diyelim ki hiçbir olumsuzluk olmadan bu süreç bitti. İşte benden mutlusu olmaz yanılmış olsam da! Ya olursa kısmını da düşünmek istemiyorum.
KAPTAN
Fotoğraf: Karakoçan İlçe Haber Gazetesi
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.