Kış, kışlığından utanır, kar karlığından, buz da buzluğundan. Zemheride yangın yeridir yüreğimiz, cehennem ateşidir. Yan yüreğim yan, dayan sabrım dayan.

Kar çiçekleri açar Sarıkamış’ ta. Kimse bilmez onları. Tanımaz kimse o kar çiçeklerini. Irak Cephesi’nden gelip kısa kollu, çarıklı, aç ve zayıf bir şekilde Allahuekber Dağları’nda şehit verdiğimiz askerlerimizdir karçiçekleri. Kefenleri kar olmuştur, talkınları rüzgâr. Dön de mazine bak ey ülkem! Senin için şehit olandan utan. Sana emanet edilmiş yurda ettiğinden hicap duy!

Bugün eldiven takarken onları düşünün ve dua edin! Kaşkolünüzü sararken onları hatırlayın. Parkanızı giyerken onları sarılın. Botunuzu giyerken Sarıkamış’ın soğuğunda çarıklı şehidimizi anın. Sıcak çorabınızı çekip sobanın karşısında ısınırken iyi düşünün. Kaloriferiniz varsa onlar adına da ısının. Akledin her dakika, cebe girmeyin, sosyal medyaya bakmayı bırakıp onları hayal edin. Damarında saklı duran asil kana bak! O ruha geri dön.

Gözyaşlarıdır Mehmet’imin her bir buz parçası. Aslan parçasının incileridir. Binlerce, on binlerce açar zemheride. Kar çiçekleridir yurdumun onlar. Bembeyazdırlar, salkım saçaktırlar. Doksan bin şehidin temsilidir kar çiçekleri, zemheride, ayazda. Başı dik ve bir o kadar yiğit, mağrur ve bir o kadar nazik, hassas ve kırılgandırlar. Bazen susmak icap eder tefekkür edebilmek için ecdadı, idrak edebilmek, teşekkür edebilmek…

Ülkeme bakıyorum utanıyorum bugün, maziye nasıl bakacağız Allah aşkına? Ders almamız gerekmez mi? Utanmamız icap etmez mi yaptıklarımızdan ettiklerimizden dolayı? Ar etmemiz lüzum eder bugün! Hayâdan nasiplenmemiz lazım. Onlar çarıkla, aç karınla, sırtları açık, vatan aşkıyla yürüdüler ölümün üzerine. Halimize bakıyorum yerin dibine giriyorum. Ne yaptık kutsal emaneti? Ne hale getirdik insanımızı?

Sarıkamış faciası; can yakası, yürek yırtası… Allahuekber Dağları yürekleri dağlar. Analar, yavuklular, bebeler kan ağlar. Plansızlık ve kendi durumunu bilmezlikten dolayı 90 bin şehit verdik orada. Son asırda yaşadığımız en büyük faciadır. 1939 Erzincan depreminde kaybımız yaklaşık 30 bin, 17 Ağustos 1999 felaketinde kaybımız yaklaşık 20 bin kişi… Terör örgütünün son 20 yılda katlettiği vatandaş ve er sayımız yine yaklaşık 30 bin kişi… Hepsini toplarsanız 80 bin ediyor. Oysa Sarıkamış’ta bir gecede donarak şehit olan askerlerimiz 90 bin kişiydi.

Mehmet Akif Ersoy’un bu faciaya dair gözyaşlarıyla yazdığı dizeler şöyledir:
” Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım,
Elemim bir yüreğin payı değil, paylaşalım.
Karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor! ”

Çarıklıdır ayakları, bu yüzden yarıklıdır etleri. Dikenlidir, kanlıdır. Gündüz başlayan yürüyüş çarıklarını yumuşatır. Gündüz ıslanıp yumuşayan bu çarıklar gece donar ve bir mengene gibi ayakları sıkar. Adım dahi atamaz hale getirir, kanatır, sancıtır. Mehmetçik olduğu yerde zıplar, atlar, kendini karların içine vurur ve ayaktan başlayan donma yavaş yavaş tüm vücuda yayılır. “Düşeni kaldırmamak için emir vardır.” Zaten kimsede de kimseyi kaldıracak güç kalmamıştır. Neferler ordunun işaret taşları gibi yollara dizilir. Kimi çömelmiş, kimi oturmuş, kimi yuvarlanmış, kimi bir ağacın gövdesine dayanmış kardan heykellere dönüşür. Hepsi hakka yürür.

Kar yağdı mı yüreğim burkulur hep! İçim üşür, donar! Attığım adıma dikkat ederim, onları hatırlar ağlarım. Sizlere çok şey borçluyuz ve sizler için hiçbir şey yapmıyoruz bugün. 90.000 şehit bir gecede, tek kurşun atmadan…

O yıl kurtlar insan etine doymuş diyorlar. Birçok cesedin gözlerini kuşlar oymuş diye anlatıyorlar. Bugün Moskova’daki askeri müzede sergilenen bir Rus komutanın satırları aslında her şeyi ifade etmektedir: “Allahuekber Dağları’ndaki Türk müfrezesini esir alamadım. Bizden çok evvel Allahlarına teslim olmuşlardı.”

Her vatan evladı unutmasın bunu. Kolay almadık biz bu toprağı. Hiç de kolay olmadı, hiç de ucuz… Buzdan adamlar ormanı… 90 bin Mehmetçik silah sıkmadan donarak ölmüştür. Sabah kalk borusu çalar ama kimse kalkamaz. Yüreğiniz yırtılmaz mı şimdi?

Kısa kolluydular, incecikti giysileri. Ayakları çarıklı, karınları açtı. Ama yürekleri Allahuekber gibiydi. Bu vatan size minnettar. Ruhunuz şad olsun.
KAPTAN

Önceki İçerikGRİZU
Sonraki İçerikSİDOMA’DAN
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.