Kirpi , Üç Aylık Edebiyat ve Düşün Dergisi , Sayı: 07 , Ekim-Kasım-Aralık 2021

“Hocam biliyorsunuz benim bir gözüm kör, acaba o beni beğenir mi bu halimle?” dediği an yıkıldığım andı. Sevgili öğrencim, beğenmezse canı cehenneme diyemedi dilim. Dilim dilim oldu benim dilim. Ah sevgili öğrencim, ah sevgili kardeşim diyecektim ama diyeemdim. Gözlerim doldu, sesim titredi, betim benzim attı, öylece kalakaldım. Diyemedim senin kalbin güzel, ruhun harika…  Diyemedin günümüz aşkları sana göre değil!  Diyemedim işte! Görüp de nice kör olan, duyup da nice sağır olan, konuşup da nice lal olan var diyemedim. Ah çaresizlik, ezilmişlik, güvensizlik!

Üniversitedeydi, küçük bir ilçeden büyük bir şehre gelmişti okumak için. Hâlâ üzerinde küçük yerlerinin masumiyeti ve saflığı vardı. Zaten sözlerinde de bunu görürdünüz tanısaydınız onu. Doğuştan bir gözü gömüyordu, şekil olarak da ona baktığınızda fark ederdiniz bunu. Saçlarını hep o görmeyen güzelim gözünün üzerine doğru dökerdi. Allah’tan öyle gelmişti kim ne diyebilirdi ki? Allah’ın ona vermiş olduğu bir imtiyazdı aslında bu.

Dünyalar güzeli bir kalbi vardı diğer insanlarda olmayan hem de. Kimse ona kalbin ne kadar güzel demiyordu, bir gözü yok diye bakıyordu herkes. Kalbi katı olana da kalpsizsin âşık olma denmiyordu. Kalbi kara olana da kalpsizin tekisin, sevmek senin neyine demiyordu kimse! Belki de bu yüzen karanlıkları severdi. Gün ışığında dolaşmaktan kaçardı. Ah insan ruhu…

Dersler, vizeler, finaller derken alışmış dönem sonunda sınıfına, okuluna ve okulunun bulunduğu şehre. Tanıdıkça daha bir sevmiş buraları. Sevdikçe daha heyecanlanmış okumak için. Arkadaşlar edinmiş, çevre… Sevgilileri görmüş kol kola, aşklara şahit olmuş göz göze. Hep geri durmuş, hep uzak kaçmış. Asla ama asla böyle bir duyguya kapılmazmış kendince. Oysa aşkın ne vakit, nerede ve nasıl gelip konacağını kimse bilemez kalbe ve kimse buna engel de olamaz. Tek taraflı da olsa çift taraflı da olsa aşk geldiği vakit cümle âlem kayıtsız şartsız ona uyardı.

Bir bahar sabahı havaya, suya ve toprağa cemre düşerken bizimkinin yüreğine de aşk düşmüş. Bir sedefin içine düşen ilk yağmur damlası gibi yüreği inciye durmuş. Âşık olmuş bir delikanlıya. Arkadaşlarmış ama ilgisi var gibiymiş. Amalar o kadar çoktu ki bana anlattığında. “Ama benim bir gözüm kör, bana âşık olur mu? Bunu biliyor mu acaba? Beni sever mi?” Soruları çoktu, işi zordu. Her şehir içindekilerle mana kazanır, her kalp içinde özel olanla değerine değer katar ya! Öyle işte.

Bizimkisinin kanı kaynamış birine usulca. “Hocam biliyorsunuz benim bir gözüm kör, acaba o beni beğenir mi bu halimle?” dediği an yıkıldığım andı. İlk cümlede vurayım dedim sizi, nakavt olasınız istedim. Bazen bir deklanşör değil mi bizi bizden alan? Bir satır değil mi yüreğimizi satır satır eden? Bir dize değil mi alıp götüren? Bir şarkı değil mi kaptırdığımız kendimizi? Eveleyip gevelemeden, kalbinizin tam ortasına isabet etsin istedim meramım.

Aşkın gözü kördür demek istedim ama nutkum tutuldu. Asıl kalp gözü kör olan beğenilmesin diyecektim, yapamadım. Ne diyeceğimi şaşırdım. Kalakaldım aşkın tam ortasında boyumu aşkın bir durum karşısında!

Bir mesaj geldi bir gün. “Hocam müsaitseniz konuşabilir miyiz?”Tabi dedim ne münasebet.” Eski öğrencilerimden biriydi mesajı atan. “Özür diliyorum vaktinizi aldım ama size bir şey danışmak istiyorum.” dedi. “Ne özrü?” dedim “rahat ol bakayım, dinliyorum seni.” “Hocam nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama galiba ben âşık oldum.” “Ne kadar güzel işte!” dedim ona. “Güzel de biliyorsunuz hocam, benim bir gözüm kör ama! Bu yüzden açılamadım bir türlü ona. Hislerimi söyleyemedim, adını koyamadım aramızdakilerin. Kafaya taktım işte ne yapmalıyım?” Bunları dinleyip de içi sızlamayan var mı acaba? Durdum bir süre. “Asıl bu düşüncelerin kör, git açıl ona. Varsa ilgisi konuşur seninle yoksa kendine dert etme! Şimdi kendini böyle değersiz görürsen ve öyle bir izlenim uyandırırsan acıma hissi devreye girer ki bunun da aşkta yeri yoktur. Hem acınacak bir hal değil ki! Ona tek gözünle bakarsın, gözün gibi. Bütün yoğunluğunla yaşarsın onu. İki gözü olup da ne körler tanıyorum ben. Akılları kör, basiretleri bağlı, kalpleri kapalı… İnan ki bu bir eksiklik değil, bu bir güzellik. Görebilene, anlayabilene… “Bilmiyorum.” dedi sessizce, belli ki takmıştı bu özrüne. “Git konuş. “ dedim tekrar. “Hislerin çok güzel, özel ve samimi… Kaybedecek hiçbir şeyin yok bilakis kazanacak çok şeyin var. Derdini söyle ona belki o da sana açılamıyordur.”Tamam. “dedi biraz rahatlamış bir şekilde. “Teşekkürler hocam. Konuşacağım söz.” 

Sonuç ne?” diye soracaksınız elbet! Hakkınız var. Sonucu bilmiyorum ama şuna gönülden inanıyorum. Aşk kusur görmez, siz o kusurları görürseniz yahut karşıdaki görürse aşk diye bir şey olmaz. Elde avuçta ne varsa aşk adına bir kelebek gibi uçar gider. Siz kelebekleri uçurmadan yüreğinizden katıksız bir aşkla sevin, ambalajına bakıp da özü hor görmeyin, dışarıya bakıp da manayı heba etmeyin, şekle bakıp da özü görmezlikten gelmeyin. Âşık olabilen yürek ne de güzel bir yürektir. Aşka aşkça bakabilen göz tek de olsa ne de güzel bir gözdür.

Önceki İçerikZüleyha
Sonraki İçerikLEYLİM LEYLİM AHMET ARİF’TEN LEYLA ERBİL’E MEKTUPLAR
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.