Mehmet Güneş’ti adı ama kimse onu asıl adıyla çağırmadı. Lilli diye seslendi herkes ona. Öyle tanındı bilindi. Özbeöz Tepeliydi. Hani öyle çakma değil, harbi Tepeliydi.

Ne zaman nerede olursa olsun yanıma gelir ve sorardı bütün samimiyetiyle. Bugün o samimiyeti kaç kişide hissediyorsun diye sorarsanız çok uzun düşünür ve yanıtsız bırakırım sorunuzu. Onun kırgınlığı, küskünlüğü olmazdı. Garip geldi, öyle yaşadı ve öyle de hakkın rahmetine kavuştu. Bize de onun ardından birkaç güzel söz sarf etmekten başka bir şey düşmedi.

Merhum Zülfü amca ve merhume İsmet ablanın çocuğuydu. İlçenin de sevilen tiplerindendi. Nevişahsına münhasır denir ya başkasına benzemeyen yani kendisi olan… Ben onu hep o haliyle sevdim. Ne olursa olsun hiç değişmedi. Lacivert pantolonu ve beyaz gömleğiyle hafizamdaki yerini aldı bu satırları yazarken.

Muavinlik yaptığı günlerden kalma bu giyimiyle Karakoçan’ın ülke geneli bir nevi elçisiydi. Nerede bir Karakoçanlı var, ona sorun, mutlaka bilirdi ve yolu düştüğünde de mutlaka gidip ülkeye dağılan Karakoçanlıları ziyaret ederdi.

Bir güzel adamdı ilçemde Lilli Kardeş. Kaç tane güzel adam kaldı? Allah aşkına dönüp bakın bir zahmet. Bu adamlar ne yaptı da böyle sahiplenildi bütün Karakoçanlılarca? Bir de Yaşar da görmüştüm bunu. Herkes bunu sorsun kendisine. Böyle sahiplenerek gitmek mi yoksa mecburiyet ve sırf cenaze adabınca kuru bir Fatiha okunarak mı gitmek? Herkese nasip olmaz bu.Sosyal medyada Lilli Kardeş’in vefat haberleri paylaşılıyor. Yorumlar, taziye ve rahmet dilekleri.. İyi ve güzel olanlar gidiyor bir bir. Azalıyoruz Tepeli olarak.

Karakoçan onu Lilli diye çağırdı ve öyle de bağrına bastı. Bir tek ilçedekileri değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki Karakoçanlıları bilir, onlara gidip misafir olurdu. Gurbetçilerimizin de ilçeye geldiklerinde kıymet verdikleri, ilgi gösterdikleri ve istisnasız herkesin tanıdığı müstesna güzellerinden bir tanesiydi Karakoçan’ın Lilli Kardeş.

Gariban geldi, öyle yaşadı ve gitti. Bir insanın nasıl sevildiğini görmek istiyorsanız arkasında yazılan, çizilen ve paylaşılanlara bakın. Herkesin profilinde bugün Lilli Kardeş var. Yorumlarda, paylaşımlarda bugün gündem o. İnsan üzülüyor mu evet illaki üzülüyor ama garip bir şekilde de bu sahiplenmeden dolayı insan gurur duyuyor. Rabbim mekanını cennet etsin, yakınlara sabır versin ve Karakoçan’ın da başı sağ olsun.

Dün Yaşar gitti, bugün Lilli… İlçenin garibanlarını herkes tanıyor ve onlara sahip çıkıyor.  Yaşarken de ölürken de. Buna bakıp da ders almaz mı insanlar? Makam sahipleri kurum kurum kurulurken koltuklarına, para babaları cakalı cakalı gezerken caddelerde ölümü hatırlamazlar mı acaba? Bir top kefen alıp döneceğiz mezara. Olay bu kadar basit. Zengini de fakiri, garibanı da fırlaması da, astı da üstü de, siyasi olanı da olmayanı da… Yaşarken kalplere giremedinizse ölürken asla giremezsiniz.

Şu garibanlar ne yaptılar da bütün ilçe sahip çıkıyor ve artlarından ağlıyor, Fatiha okuyor onlara. Kalp kırmadılar, evet bu kadar basit bu sorunun cevabı. Kimsenin kuyusunu kazmadılar, ekmeğiyle, namusuyla oynamadılar. Tam tersine eziyet gördüler, dışlandılar, hakarete dahi uğradılar. Aşırı şakaların mağdurları oldular. Birden fazla lakapları oldu. Kızdırıldılar, kış günü soğuk suyla ıslatıldılar. Küfretmeye zorlandılar ama onlar yine de küsmedi hiçbir kimseye. Çocukla çocuk, büyükle büyük oldular. Topluma karıştılar, bazen çay bahçesinde yanınıza sokulup bir çay içtiler. Yürürken yanınıza gelip harçlıklarını aldılar.

Kimse kimseyi kırmasın daha, hor görmesin. Öldükten sonra bilinen kıymetin bir manası yok. Kim olursa olsun ölünce cenazesine herkes sahip çıkar, önemli olan şu ki insanımız yaşarken birbirine sahip çıksın.  

Ölüm var ey Karakoçan. Merkez Camisi’nin minaresinde sala verilir yarın. Falancanın oğlu hakkın rahmetine kavuşmuştur diye. Pürdikkat kesilir bütün kulaklar sanki ölen hep başkası olacak. Bir gün sizin de salanız verilir, sizin de taziyeniz kurulur. Ölüm var ey Karakoçan ve inanın herkesin kapısında, o kadar yakın. Kalp kırmayın, kul hakkına girmeyin.  Helallelik için de insanlrın ölmesini beklemeyin.

KAPTAN

Önceki İçerikDERSİM YANIYOR
Sonraki İçerik1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.