bir gün tuttum şifa içindeki o yâri
sordum aleni aleni ondaki yerimi
sen böyle mesut ve kahkaha içindeyken
ben sensiz tarumar bir haldeyim,
viranım, yalanım, talanım
ne diyeceksin bu hali pür melalime

baktı gözlerimin ortasına şunu söyledi,
bakma bana öyle bahtiyarmışım gibi
içimi görsen bahtiyarlığımın köklerinin
hüzün olduğunu göreceksin
ve bu hüznün nasıl da bahtiyarlık libasıyla ömrümü sardığına şahit olacaksın yazdıklarım bu yüzden

ağır hüzün yüklüdür, acı güdümlüdür

rabbim beni, içi şen dışı hüzün dolu olanlardan değil dışı şen içi zehrolanlardan eylesin

kolay lokma olmadığını gösterdi bu cevabıyla
maça gol yiyerek başlayan takım psikolojisindeydim.

sendeki yüz ölçümüm nedir?
diye sordum ona
baktı gözlerime ve şunu söyledi
sen ben de hudutsuzsun biliyorsun
insan sevdi mi sınır mı kalır sevdiğinde
sevdi mi sahiden sinir mi sır mı kalır

bir başkasıymışım gibi sormaya başladım
yarasına dokunmadın mı hiç, merhem olmadın mı?
ne yarası dedi, ben onun bahtının karasına düştüm düşeli işlerim rast gitmedi
ama bunu ona hiç söylemedim
ona gelecek olan her türlü musibet bana gelsin diye dua ettim, bilmez bunu
bu yüzdendir iki büklüm olmuşluğum
cansızlığım, solgunluğum

peki, şifa niyetine öpmedin mi onu hiç?
asla öpmedim dedi, öpseydim onu dudağından çekerdim ruhunu
bir ömür sevmeye adamışken kendimi
bir öpüşe kurban edemezdim onu

yarasını dedim, deşmedin mi şimdi sen böyle yaparak ve kaşlarının karasını, gözlerinin kahvesini seyretmedin mi hiç uzun uzun?

ona uzun bakacak kadar zalim değilim
bir buz kütlesini güneşin önüne koymak gibi bir şeydir bana söylediğin, eriyip bitmesine gönlüm razı olmadı

sen sevdin mi onu sahiden?
ılgıt ılgıt sevdim, ışıl ışıl, pırıl pırıl
ama ona kıyamadım
sevdam o denli büyüktü ki
dağa yüklesem dağ yıkılırdı
göğe saklasam gök çökerdi,
yere defnetsem yer patlardı
kalkıp da onu bir yumruk büyüklüğündeki
kalbime mi koyacaktım
yok olmasına katlanamazdım

ikiniz de bu denli sevdiğinize göre
bunca ayrılığa ne lüzum var
birimiz gece birimiz gündüz;
birimizin bittiği yerde diğeri başlıyor
bu yüzden bu sevda bitmez
ve vuslatımız da olmaz

o sevdi mi seni? beklemediği yerden sordum ve ummadığı yerden vurdum
durdu o an, konuşmasına gerek yoktu
bir damla yaş aktı gözlerinden
aşkın seyrini onun gözlerinden dökülerek ifade ediyordu bu damlalar

iri bir damla birikti gözlerinde,
kirpiklerine asıldı sonra
rampa çıkan bir yük kamyonu gibi
kirpikleri taşıyamadı damlayı ve kırıldı,
süzülüp yanağına düştü damla
yanağından da dudaklarına
ve vuslat gerçekleşti

çok sevdi, dedi duyabileceğim kadar,
hem de çok
yâri kaybetmemek için ağlamayı ayıp sayan bir adamdı o
bir gün öyle ağladı ki gören gök deliniyor sandı

oysa bir yürek yırtılıyordu bez parçası gibi
bir adam ağlıyordu
herkes şemsiyesini almıştı yanına
yağmur sanıyordu

bir kadın adamın gözlerine bakıyordu,
duvarı delen hilti gibi
adam yüreğinden vuruluyordu her gün
binlerce kez

herkes göğe bakıyordu
ve bir adam ağlıyordu hıçkıra hıçkıra
şemsiyesi elindeydi herkesin

KAPTAN

Önceki İçerikKIRLARDA ÇİÇEKLER ARTIK BENSİZ AÇACAK
Sonraki İçerik50 KELİME
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.