Sana duyduğum ve senin de bana duyduğun hislerin ortak bir adı varmış. Sen beni seviyorsan ve ben de seni seviyorsam bu muâşakaymış. Nasıl da cafcaflı, alacalı bulacalı ve görkemli bir kelimedir. İçinde sihir var sanki bu kelimenin. İlk duyduğumda çarpıldım. Adeta büyülendim de durdum. Abartılacak ne var bunda diye düşünüyorsun şimdi. Altı üstü bir kelime… Öyle değil işte! Muâşakada sen varsın, ben varım. Kelimenin anlamını tam olarak idrak ettiğimizde de esasen ne sen varsın ne de ben varım: Biz varız.
Kelimelere anlam yüklediğinizde dünyanın en güçlü silahı olur o kelimeler. Çiçek derseniz çiçek olur, tabanca derseniz tabanca… Yüreği teslim de alır, tam ortasından da vurur. Can derseniz can olur, canan derseniz canan olur. O kadar elastikiyeti var ki bu kelimenin. Birlikte yapacağınız her işte muâşaka vardır. Ömre çekerseniz size ömür olur, ölüme çekerseniz ölüm olur.
Seninle her şeye güzel bakıyorum, senin de benimle her şeye güzel baktığını biliyorum. Bu yüzden muâşaka bizim en güzel ve özel kelimemiz olsun bundan sonra. Cebimizde eksik etmediğimiz ve vakti geldiğinde sarf etmekten çekinmediğimiz hazinemiz olsun.
Muâşaka, yok başka böyle bir kelime. Aşk, aşaka sarmaşığından gelir köken olarak. Ruhu tepeden tırnağa saran bir kelimedir aşk. Bir örümcek ağı gibi sarar muhatabını, hapseder. Muâşaka da bu aşkın karşılıklı olarak iki ruhu birbirine sımsıkı bağlamasının adıdır. İlmektir atılan birlikteliğe, sağlam bir mühürdür basılan aşka. Yürüdüğünüz yolda yalnız yürümediğinizdir.
Seninle muâşakadayız sevgili. Farkında mısın benim? Farkındayım ben de senin. Aklımdasın, saklımdasın. Aklındayım, saklındayım. Çileği seviyorsun ben de seviyorum. Su kenarında oturmak iyi geliyor sana, işte sana iyi gelen şey bana da iyi geliyor. Güneşli bir günde inceden inceye yağan yağmurda ıslanmayı seviyorsun iyi de ben de seviyorum bunu. Kedileri seviyorsun, eee ben de seviyorum. Tam bir muâşaka halindeyiz.
Muâşaka halinde kaç tane kalp var bu dünyada? Kaç kişi harbiden seviyor ve buna mukabil olarak da sevildiğini iliğine kadar hissediyor? Herkes seviyorum diye yola çıkıyor ama ahirde yalnız kalıyor. Cümle âlem seviliyorum diye umut ediyor ama bu umut neticede herkes için hüsranla bitiyor.
Muâşaka ne de muazzam bir kelimedir. Sevgiliye sarf edilmiş en güzel hediyedir. Düşünsenize “Seni seviyorum.” diyorsunuz birine, aynı hız ve manaca aynı dolulukta “Ben de seni seviyorum.” diye karşılık buluyorsunuz. Rabbim bu ne büyük bir bahtiyalık, ne muazzam bir saadet, nasıl muhteşem bir mesut olma halidir! İnsan bu anın hiç geçmemesini diler rabbinden.
Muâşaka yani karşılıklı aşk… Tam da aradığım kelime bu. Birbirini karşılıklı sevme… Tam muâşaka halinde hissediyorum seninle kendimi. Ne bir fazla ne eksik… Elifi elifine… Nasıl da güzel bir kelimedir muâşaka. Dilimde düşmeyen hecedir gayri: mu â şa ka… Senli benli bütün yollar çıkıyor aşka. Var mı içimizi bu denli ifade eden kelime başka?
Onun başı ağrıdığında senin de başın ağrıyorsa, sen ağladığında o da gözyaşı döküyorsa, o güldüğünde sen de gülüyorsan bu muâşakanın ta kendisidir. Yani birlikte üzülüp birlikte seviniyorsanız bu aşkdaşlıktır. Bir insan ancak bu kadar sahiplenir bir kelimeyi. Bütün hislerin en net şekilde yüklendiği, sevgiliye bir nevi düğün bohçası halinde sunulduğu ve içinde sarf edilen ve edilmeyen bütün hislerin toplamının olduğu kelimedir muâşaka. Gayri diğer kelimeler haddini bilsin ve ona göre dile gelsin.
Birlikte film izliyorsanız, kahve içiyorsanız, alışverişe çıkıyorsanız yani bütün bir zaman dilimini birbirinizle birlikte geçirmekten hoşlanıyorsanız ve 24 saat de yetmiyorsa size üzerinize afiyet olsun siz muâşaka halindesiniz.
Tam bir vecd halidir muâşaka. Huşu içinde kalmadır. Maddi âlemden manevi âleme geçiştir. Kendini onda, onu da kendinde yok etmedir. Muâşaka… Etten kemikten sıyrılıp bir olmaktır. Senden benden ayrılıp biz olmaktır. Vardan yok olmak, yoktan da var olmaktır.
Muâşaka demindeyiz.
Kıvamımızı buluyoruz.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.