Bir reklam izledim.
Öğretmenliğimden utandım.
Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok.
Getir – me kardeşim! Eksik ol lütfen. Mevlana “Gel Ne Olursan Ol Yine Gel” diyor ya işte ben de tam yerine nokta koymak istiyorum: “Herkes gelsin tek sen gelme ‘getir.’ ” diye.
Mümkünse gölge yapma başka da bir şey istemeyiz Diyojen gibi. Nasıl da suskun bir camia olup çıktık. Oyuncağı olduk herkesin. Bir meslek bu kadar mı itibarsızlaştırılır? Bu kadar mı hafifsenir?
Getir – me kardeşim! Amacınız öğretmenlik mesleğinin saygınlığını azaltmak mı? Farkında değilseniz o zaman kaldırın bu reklamı ve özür dileyin bütün öğretmenlerden. Çünkü doğru olan bu davranışınız olur. Yoksa daha çok getir götür işi yaparsınız yok yere. Çalçenelik bir ifade mi bu? Kabul etmiyorum bunu, reddediyorum bu öğretmen profilini.
Aciz değiliz. Sessiz hiç değiliz! “Say bakalım.” demek ne haddinize sizin? Böyle bir emrivakiyle hitap edemezsiniz bir öğretmene. Reklam da olsa, film de olsa yapamazsınız. Özür dile “getir!” Bak emrivaki böyle olur. Öğretmenler ne sizin ne de başkasının oyuncağı değildir. Haddinizi bilin.
Öğretmenlik kutsal bir meslekse siz bu kutsalığı bir nevi safsataya çevirmişsiniz bu reklamla.
Duracağınız yeri bilin yoksa bunu bizler göstereceğiz. Öğretmenliği ne kutsayın ne de aleni bir şekilde eleştirin. İnanın öğretmenliği böylesine bir reklamla itibarsızlaştırarak aslında hepimize zarar veriyorsunuz ve ziyanı ülke olarak hep birlikte ödüyoruz. Bunu bir bumerang gibi tahayyül edin, gelip sizi de bulur bizi de. O zaman anlarsınız “getir” ne demektir.
Getir reklamını ve reklamdaki oyuncak öğretmen profilini şiddetle kınıyor tavrımı da en sert şekilde beyan ediyorum. O rolü oynayan da ne yazık ki öğretmenmiş. “Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” gibi olmuş ne yazık ki!
İmajımız bu mu? “Say bakalım.” diyen veliye bakın. Öğretmenin hazır olda duruşuna, çocuk gibi sayışına ve camianın sessiz kalışına kurban olurum. Çarpım tablosu mu ezberletiyorsunuz öğretmene ya da sözlü mü yapıyorsunuz öğretmeni? Zaten yerlerde olan mesleki itibarımız bu reklamla can çekişir hale gelmiştir. Bu toplumun düzelmesinin ilk adımı öğretmenin itibarının yükseltilmesiyle olur. Öğretmen itibar kazanırsa öğrenciler de kazanacak, bu mesleğe olan bakış açısı da değişecektir. Siz bahçıvanı kötülerseniz o bahçede rengârenk ve en güzel kokulu çiçekler yetişir mi?
Milli eğitim camiası tek ses olmalı ve bu itibar suikastına karşı çıkmalıdır. Sendikalar öğretmenlik mesleğine sahip çıkmalıdır. Veliler tek ses olmalı, öğrenciler de öğretmenlerini böylesi reklamlara çerez edenlere karşı durmalıdır. Fatura hepimize kesilir. Öğretmen bu kadar rencide edilirse, öğretmenlik bu kadar basite ve alaya alnırsa sonrasını düşünmek dahi istemiyorum.
Sesime ses verin! Bu ülkenin yarınlarının selameti ve esenliği için ve çocuklarımızın eğitimi adına. Öğretmenime dokunmayın, öğretmenliğe de toz kondurmayın.
Özür dile “Getir.”
Özür dile.
Özür.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.