Nasıl seversin beni? dedi. Üzgündü ve belli ki sevildiğini duymak istiyordu. İhtiyacı vardı buna. Bense ipini koparmış bir yarış atı gibi dörtnala sevmeye koyuluyordum onu. Her tarafını ıslatan bir yağmur sağanağıydım. Bir bahçeye atılan tohum gibiydim ve bire bin vermeye hazırdım. O, bir sevse beni, ben milyon severdim onu. O, benden makul bir cevap bekleyedursun ama bilmeli ki şair adamdan akli bir şey beklenmez, kalbi şey beklenir.

Yaz günü dağ başında getirilen ve kara konan pekmez gibi severim seni. dedim gayriihtiyari.

Yapılan balistik incelemelerde onun kalbine isabet eden merminin benim yürek namlumdan çıktığı belli olmuştur diye beylik bir cümle kurmak istedim. Yüzü gülsün istedim, bir an için bile olsa bulutların ardından yüzünü göstersin istedim güneş. Baktı bana öyle masum masum.

Tuttum öptüm bakışlarından ince ince. Böyle de bakılmaz hani, böyle de durulmaz! Kalp var  insanda, can var. Sonracığıma akıl var, izan…

Nasıl sarılırsın bana? dedi demesine ama benim de tüm yağlarımı eritti böylece. Bir insan bile bile eziyet çektirir mi sevdiğine? Ya ne kadar sevildiğinden bihaber ya da sahiden sarılmak istiyordur bunu söylediği an! Diktim gözlerimi gözlerine ve: Kemiklerini kırarcasına… dedim ansızın çöken karanlık gibi. Hiç beklemediği cevaptı verdiğim ona. Görmediği bir sevme şekli, hissetmediği bir aşktım. Onunla birlikte aşkım başımdan aşkın olmuştu. Anlayabiliyor muydu beni? Sanmıyorum. Bir dağın zirvesini anlayabilmek için fotoğraflara bakmanızın bir manası yoktur. O zirveye çıkmanız gerekir.  Salkım salkım hüzün açıyordu baharımda. Çiçeğe duruyordu ağacımda. Kuşlar dönüp dolaşıyordu sevdalı başımın dört bir yanında. Bana kıyar mısın o kadar sıkmaya? dedi. Bunu söylerken o kadar çocuksu bir ifade takındı ki içim bir tuhaf oldu. Sana kıymak ne mümkün? Canıma kıyarım da senin saçının dahi bir teline kıyamam kadın! Bunu bil. Daha yumuşak bir cevap vermek istedim onun bu korkmuş haline mukabelen: Severim ama bir çiçeği koklarcasına… Zarif bir yüreğin sarf edeceği sözler de zarafet kokmalıydı. Asil durmalıydı. Sev! dedi ama bunu derken zor duyuluyordu. Ruhunda çiçekler filizleniyordu, sözlerinde kuşlar uçuşuyordu kısık da olsa. Çokça… dedim gür bir çağlayan gibi. Şırıl şırıldım ona çünkü ıslak ıslak… Apansızca, amansızca… diye sesini yükseltti biraz. Onu böyle yüreğinin yüksek voltajıyla duyunca aklım gitti. Bir insan nasıl kendisini kaybeder, nasıl aklını zayi eyler, nasıl? Görün işte!

Evet kadın! dedim bütün varlığımla. Nefesini kesercesine, aklını alırcasına… O, bana bütün şiirlerin içinde seçilmiş olan en güzel dize olarak görünüyordu. Bunu biliyor muydu, anlıyor muydu acaba?

Teşekkür ederim. dedi bana canımın içi. Cins atlar gibi koşasım geldi ona dörtnala. Boğazımda şişen damarları kesip uçasım geldi, onun kollarında ölesim…

Kabul ediyorum. dedim ‘teşekkürünü.’

Nasıl mutlu oldu bir görseniz?

O kadar olur.

KAPTAN

Önceki İçerikMERSEDES KADİR
Sonraki İçerikGECEYİ GİYİNMİŞTİ BİR ADAM
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.