“biliyorum oruçlu doğar insan

ölümün iftar sofrasına” gibi müthiş dizenin şairi olan Bayazıt, 5 Temmuz 2008’de yaşam orucunu ölüm iftarıyla açtı ve hakiki dünyaya göç etti. Bizlere de giden güzel adamların ardından onları yâd etme yazıları kaldı.

5 Temmuz, Yedi Güzel Adam’dan biri olan Adil Erdem Bayazıt’ın ölüm yıl dönümü. Ne de güzel bir adamdı; şairdi, yazardı ve milletvekiliydi.

1939, şiirin başkenti Maraş doğumlu… Bu mümbit topraklar ne de güzel adamlar yetiştirmiş.

5 Temmuz 2008, İstanbul’da vefat etmiştir. Eskiden İstanbul için atfedilen bir söz vardı: “İstanbul da doğan herkes az biraz şairdir.” diye. Burada yaşayıp  vefat eden ve defnedilenler de o zaman şiirin kalbine defnedilmiştir. Ne kadar şiirsel bir yaşam,; şairler diyarı Maraş’ta doğ, şiir gibi bir kentte öl!

“gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar

bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar” bu ne ince bir duyuştur ki sevgilinin bakışlarından aşığın kalbine yıldızlar kaydırır ve sonra da kalkıp sevgilinin her bir gülüşünde aydınlıklar yaratır. Söz, BAYAZIT’ın ağzında Nedim’in:

“Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana

Mey süzülmüş şişeden ruhsâr-ı al olmuş sana” (Nezaket, kuyumcuların altını tel halinde incelttiği araçtan  geçerek senin boyunu bosunu oluşturmuş. Şarap, şişeden süzülerek yanağındaki kırmızılığı, allığı oluşturmuş.) beyti gibi olmuş ve haddeden geçip birer serlevha olmuştur aleme. Söz sahrasında vaha olanlara selam olsun.

Yedi Güzel Adam’dan biridir Erdem BAYAZIT.

“ölüm bize ne yakın bize ne uzak ölüm.

ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm!” demiştir. Ölmeden ölenlerden, hakkı bilenlerden  ve hakka uyanlardandır. O kadar güzel şiirleri olmasına rağmen yazdıklarıyla değil de arkasından yapılan diziyle tanındı. Bunu da eleştirme babında söylüyorum zülfüyâre dokunmak adına. Bir şairin ünü şiiridir, filmi değildir. Bazen olumsuz ve geç de olsa bu şekilde tanınmak iyidir ama böyle olmasa daha iyidir diye düşünüyorum.

Onun şiirinde Anadolu vardır katıksız, sevgi vardır riyasız, inanç vardır küfürsüz.

“müslüman yürekler bilirim daha

kızdı mı cehennem kesilir, sevdi mi cennet.” derken bu inancın ne kadar da keskin olduğuna işaret ediyor “bir orman gibi büyür içimde sevmek…” derken de bu sevginin ne kadar da büyük olduğuna değiniyor.

Ne güzel iştir şair olmak, şiir yazmak, kelimeleri inci gibi sıraya dizmek, kalbe dokunmak ve ruha işlemek…

 “onlar gittiler

giderken bir muştu gibiydiler” İşte şairler de gidiyor bir bir, müjdeyi verir gibi ötelerin ötesine, hayatta hiç kimse sağ kurtulamaz der gibi.  Onun şiirlerinde güzellik akıyor şırıl şırıl, Anadolu kokuyor buram buram, davası olan bir fikir çilekeşliği söz konusudur ve dava sahibi olan mutlaka savaşçı da olur, o da bir yönüyle kalemşorudur fikrinin ve inancının.

Neden az bilinir ve az tanınır; gerçek şairler, yazarlar, üdebalar, ustalar! Erdem BAYAZIT’ın tanınmasında onun şiirlerini okuyan bir başbakanın ve televizyon dizisinin katkısının oldukça fazla olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.

“Sonra sen gelmelisin, dilimin ucuna adın gelmeli.

Adın kurtuluştur  ama söylememeliyim.

Can kuşum, umudum, canım sevgilim. ” Dindar şairlerin Nazım’ı denmiştir ona, haksızlıktır bu, hem ona hem de Nazım’a. Çünkü söz bahçesinde Erdem BAYAZIT diye bir gül de var Nazım diye de… Hem şiirin sağı solu değil de Türkçenin zarafeti, tadı tuzu mevzu bahis edilmeli diye düşünüyorum. Neticede ortaya konan her güzel şiir, Türkçenin inceliğini ortaya koymakta ve o şiirleri okuyanların kulaklarının pasını, ruhlarının kabasını alıp kalplerinin de cilasını partlatmaktadır bir güzel.

“uzanalım toprağın altına

çiçekler mayalansın göğsümüzde” Ne kadar da vurucu dizeler anlamak için düşünmek gerek ve daha nice güzel, özel dizeler… Şair olmak kolay değil, kalıcı olmak hiç kolay değil, hafızalara kazınmak hiç de kolay değil. Selam olsun ruhu şiirle şarj olanlara, kalbi şiirle ritim bulanlara…

“yok gibi yaşamak, ölüm risalesi, bulmak, sana bana vatanıma memleketimin insanlarına dair, kar altında hüzün denemesi, diriliş saati, gölgelere dair” şiiriyle insanın kalbine dokunan şair rahmetle anıyoruz seni. Mekânın cennettir. Senin şiirinle şükrediyoruz bu canı veren ve mutlak var edene.

“yaratana hamd olsun

yaratıp imtihan edene

imtihandan geçirip zafere erdirene

bilinçleri bileyip sabırlar verene

rahman olana

rahim olana

muin olana

hamd olsun.”

GÜRHAN GÜRSES

Önceki İçerikSİDOMA
Sonraki İçerikAŞK MAHKUMU
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.