Adı Pamuk ve o bir yavru köpek. Ön iki ayağı kesilmiş bir şekilde bulundu. Rabbim ona bunu yapan/ları kahretsin. Her iki cihanda da rahat yüzü göstermesin zalimlere.
Nasıl bir psikopatlıktır bu? Nasıl bir ahlak anlayışıdır? Nasıl bir kalpsizliktir? Ve vicdanı nereye gömdük? Bir tiyatro oyunundaymış gibi çıkacağım sokağa ve gelip geçenlerin yakasından tutup haykıracağım yüzlerine: “Hani insanlık?” diye.
Bu topraklarda kalpsizlik ve vicdansızlık arsız otlar gibi boy atmış ve herkesi sarıp sarmalamış artık. Bir ağacın dalını keser gibi kesmişler Pamuk’un patilerini. Hiç mi acımadınız, hiç mi yanmadınız? Vicdansızlar, bu kadar mı vicdan sızlatılır?
Kanuni Sultan Süleyman, Topkapı Sarayının bahçesindeki ağaçlarda fazla miktarda karınca görülmesi üzerine, onlardan kurtulmak için çare araştırır. Ağaçların gövdelerine ve diplerine kireç tatbik edilirse meselenin çözüleceğini öğrenir. Fakat ilim ehlinden izin almadan yapmak istemez ve Zembilli Ali Efendi’ye meseleyi sorar. Çok iyi bir şair olan Sultan sualini de vezne koyar:
“Dırahtı ger sarmış olsa karınca (Dıraht: Ağaç, Ger: Eğer)
Zarar var mı karıncayı kırınca” cevap benzer şekilde gelir Zembilli’den:
“Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca” Nereden nereye geldik? Karıncaların dahi alacağı oluyorsa padişahtan şu patileri kesilen Pamuk’un alacağı olmaz mı ona bunu yapanlardan? Cana kıyan da olur, eziyet eden de. Mesele sadece Pamuk değildir. Herkestir ve de her şeydir. Düşünsenize Pamuk’a bunu yapanlarla aynı şehirdesiniz, ilçede, mahallede, sokakta ya da apartmandasınız. Bu sizi rahatsız etmez mi? Aynı havayı solumak bile insana ağır geliyor bu canilerle.
Cani her yerde her zaman canidir. Evde de canidir sokakta da cadde de… Nasıl ıslah edilecek, nasıl bir müeyyideye uğrayacak bilmiyoruz bunu yapan/lar. Bildiğimiz ve inandığımız şu: Pamuk’un ahı onu ya da onları bulacak ve isli bir duman gibi saracak ruhlarını boydan boya. Kaçmak isteyecek/ler kaçamayacak/lar, hafızalarında silmek isteyecek/ler silemeyecek/ler, uyumaya çalışacak/lar asla uyuyamayacaklar. Pamuğun kesilen ön iki ayağı onların boyunlarına takılan bir mengene olacak ve soluklarını kesecek.
Yaptırım olacak hem de en ağır şekilde. Öyle ibreti âlem bir ceza uygulanacak ki bu ve benzeri şeyleri yapmaya kalkışanlar buna teşebbüs dahi edemeyecekler. Lakin bildiğim şu: Dün Pamuk’un patileri kesildi. Bugün başka patiler de kesiliyor, yarın da kesilecek. Kadın dövülüyor, öldürülüyor, çocuk istismara uğruyor, yaşlı adamlar gençler tarafından hem de kızlı erkekli darbediliyor. Ve bunlar olurken bu ülkede hiçbir şey olmamış gibi hareket edemeyiz. Dün başkasını bulan vahşetin bugün ya da yarın bizi bulmayacağının garantisi var mı? Dün konuşmadığımız için bugün bunları yazıyoruz. Sesimizi çıkartmadığımız ve üstüne gitmediğimiz için bu zulümlerin… Bu yüzdendir çocuk istismarının bu kadar artması. Kadın cinayetlerinin çoğalması… Kayıpların fazlalaşması…
Var mı bunun cezası bu dünyada? İnsan olabilen yapar mı bunu? İnsanlıktan nasipsizse biri, akli yönden beterin beteriyse, kalben kötürümse şaşırmamak lazım bu yaptığına… Çünkü onda şefkatin ve vicdanın nişanesi dahi yoktur.
Samsun’un Havza ilçesinde patileri kesilmiş halde bulunan ‘Pamuk’ adlı yavru köpeğin tedavisi sürüyor. Hayati tehlikeyi atlatan köpek takılacak yürüteçle yaşamını sürdürecek.
Ne kadar kirli bir dünyada yaşıyoruz. Nasıl da acımasız… Nasıl da zalim… İllaki hakkını alacak şu köpekçikte patilerini kesenlerden.
Pamuk yine de güçlü bir köpekmiş. Dayanabildiği ve yaşadığı için. Belki de bir mucizedir yaşıyor olması. Protez yürüteç takılacak Pamuk’a. Kalbi protezli, beyni samanlı olmaktan iyidir. Bir kalp yanmıyorsa, acımıyorsa ve rahatsız olmuyorsa kalp değildir, kaptır. Cansızdır.
Vahşete uğramış Pamuk. Karşılıksız kalmaz ona yapılan bu zulüm inşallah. Misliyle bulsun/lar hem de.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.