Hiroşima’ya atom bombası atılmasının 77. yıl dönümü

Sadako; bir oyun adı değildir, bir koyun adı da. Keyfinizin kâhyası da değildir, ömrünüzün mahyası da. Atom bombasına maruz kalıp ölen kahraman bir kız çocuğunun adıdır. Sahi çocuklar ölüyor yaşadığımız dünyada; silahla kimi, açlıkla kimi de.

Atom bombasına maruz kalmış ve inadına umutlanmış, kanatlanmış ama uçamamış bir yaralı turna kuşudur Sadako. Elinde kağıttan kuşlar; 1000 tane turna kuşu yaparsa iyileşecek, koşacak, oynayacak, şarkı söyleyecek ve inadına gözleri gülecek ama olmadı.

644 adet kağıttan turna kuşu yapar ve hayata gözlerini yumar Sadako! Büyüklerin savaşında çocuklar ölüyor. Büyükler savaş uçağı yapıyor, çocuklar turna kuşu… Çocuklar misket oynuyor, büyükler misket bombası atıyor. Çocuklar top oynuyor, büyükler top döküyor.

Ah Sadako! Savaşta en kolay ölenler çocuklardır, en kolay zehirlenen. Bunu bugün çok iyi görüyor ve buna şahit oluyoruz.

2. Dünya Savaşı ve atom bombası, kahrolası, yıkılası Enola Gay! Bombayı atan uçağın adı, düşesi… Beyni gay olanlar; utanmadan, adice ve insanlıktan nasiplenmemişçesine iki şehrin bugününü ve yarınını sonsuza değin zehirliyor. İnsanlığın moda olmadığı çağda çocuklar da ölüyor bu savaşta. İşte ABD tarafından Hiroşima’ya atom bombası atıldığında bu küçük kız, bombanın yakıp kömürleştirdiği insanların şehrinde yaşıyordu. Adı da bu yazıya mevzubahis olan Sadako’ydu. Ama çok yaşamadı bombadan sonra. Bombanın tesiriyle radyasyona maruz kaldı ve on sene sonra öldü.

Sadako, evrensel masumiyetin ve safiyetin resmidir dünyanın gözlerinin önünde. Bugün Filistin’de, Suriye’de, Afrika’da savaşların ve katliamların gölgesinde turna olup uçamayan nice çocuğun ortak adıdır. Çocukları küçük kurşunlarla vurmuyorlar, onları hafif gazlarla zehirlemiyorlar. Vuruyorlar onları da büyükler gibi, askerler ve üniformalılar gibi. Düşman gibi, acımasız, şefkatsiz, vicdansız ve insafsız avcı gibi vuruyorlar. Bu dünyada büyümüyor çocuklar; çünkü çoğu vuruluyor kurşunla ya da açlıkla yoğrulup ölüyor; çünkü büyükler, büyümelerine fırsat vermiyor çocukların.

Ah Sadako! İnsanlık moda olsaydı bir kerede bu dünyada söz ma yok işte! İnsanlık şekil olarak ilerledikçe içerik olarak bitiyor. Zarf dört dörtlük ama mazruf bomboş! Sadako, bütün çocukların adıdır. Küçük yüreğinde dünya kadar umudu var! Umuda kurşun sıkan lanet olsun, bomba atan kahrolsun!

Sadako, çocukların kahramanı olan çocuk! Turna kuşlarının kahramanı, ustası ve canı. Bir ağustos günü 1954’te… Dışarıdadır Sadako. Gökyüzü masmavi, güneş şen şakraktı. Bomba düşmüştür Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye; on binlerce insan önce, sonra ise yüz binlerce insan ölmüştür. Etkilenenler ise milyonu geçmiştir.

Sadako, bombalamada ölmez ama lösemi olur sonra atom bombası yüzünden. Kağıttan bin kuş efsanesini dinlemişti büyüklerinden. Bir insan kağıttan bin turna kuşu yaparsa dileği gerçekleşirmiş. Bunun üzerine Sadako kağıttan bin turna kuşu yapmaya başladı. İyileşmek için bu umuda sarıldı. 25 Ekim 1955… Ne kadar güzel ve bir o kadar masum uğraş! Bin turna kuşu kağıttan, mermiden değil! Çocuklara bırakmalı dünyayı, çocuklarla kurmalı medeniyeti.

Oysa ömrü yetmedi Sadako’nun 1000 turna kuşu yapmaya. Bir sabah öldü Sadako! 644. turna kuşundaydı. Arkadaşları onun eksik kalan 356 turnasını katlayıp bine tamamladı. Ölmesin diye Sadako’nun ruhu, unutulmasın diye adı ve tükenmesin diye umudu. Bin turna kuşu… Sadako’nun ordusu, kağıttan askerleri… Bin turna kuşu çocukların ortak ülküsü…

Rengine bakmadan gözlerinin içine bakabilsek çocukların. Diline takılmadan karınlarının açlığını hissedebilsek… Coğrafyalarına aldırmadan çocukların, dudaklarındaki gülümsemeyi yakalasak bir anlığına ve onu dondurabilsek ömürleri boyu… Demesek mesela Filistinli çocuk, Suriyeli, Burmalı, Afrikalı diye… Çocukların ülkesi yok bilsek… Hani diyorum öldürmesek…

Turna kuşu yapıp salsak gökyüzüne, onların hayallerinin gerçekleşmesi için uçursak sahiden…Gerçekleştirsek umutlarını… Turna kuşu; barışın resmidir, simgesi ve abidesidir. Sadako için Hiroşima’da bir anıt yapılmıştır ve ABD’de Seattle Barış Parkı’nda bir heykeli bulunur, elinde ise kağıttan altın turna kuşu vardır. Çocuklar da insanlığın resmidir, sembolüdür, vicdanıdır. Hani diyorum İsrail’de çocuklara kurşun sıkanları, Suriye’de cana kıyanları, Burma’da insan yakanları, Çin’de zulmedenleri, Afrika’da çocukları açlıktan öldürenleri Sadako’nun anıtına götürüp utandırsak! Başlarını önlerine eğseler, bir daha hiçbir çocuğun ölümüne sebep olmamaları için yemin ettirsek…

Turna kuşu yapsın çocuklar ve salsın gökyüzüne. Kanatlanıp uçsun dünyadaki çocuk sayısınca Turna kuşları hep birlikte barışı çığırsınlar.

Gürhan GÜRSES

Önceki İçerikSana Gelir
Sonraki İçerikBAL”AYI”
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.