“Yazıklar Olsun Sizin Gibi Taraftara” sürmanşeti ile yapmış olduğunuz haberden “habersiz” haberinize cevap olarak yazıyorum. Sizi bu başlığınızdan dolayı bir Karakoçanlı ve aynı zamanda bir gazeteci olarak sert bir şekilde kınıyor, özür dilemeye davet ediyorum. Bir ilçeyi hedef gösteriyorsunuz farkında mısınız? Haberinizin altındaki küfürlere, hakaretlere siz önayak oluyorsunuz. Biraz daha dikkatli olmanızı, bir toplumu yaralayacak başlıklar kullanmamanızın altını çiziyorum.
Elazığ’da oynanan her maçta yediğimiz küfürlerin, edilen hakaretlerin, siyasi etiketlemelerin, terörle bir göstermelerin sonu gelmeyecek mi? Saha içinde ve dışındaki mağduriyetimizi söylememe gerek yok sanırım. Rakip tertemiz bir top oynadı değil mi? Hakemi baskı altına almadı, hakeme hücum etmedi, küfretmediler değil mi? Hakem maçı gereğinden fazla uzatmadı, nizami gollerimizi de verdi değil mi? Kaç kırmızı kart çıktı bilmiyorum. Bakın kartlar hangi takıma çıkmış, ortamı kim gerginleştirmiş. Sahada olan sahada kalır. Biz öyle yetiştik, öyle gördük. Ama saha dışında olanların sebebini de yazın lütfen. Yarın BAL’DA bu şekilde şehrimizi temsil edeceklerse ben de bu manşeti önünüze koyarım. Takım ismi önemli değil burada, mesele sporcunun taşıması gereken ahlak, centilmenlik, profesyonellik… Sahaya bakın, sizin işiniz top oynamak, tribünlere oynamak değil! Herkes almış eline kalemi, klavyeyi bütün bir ilçeye hakaret ediyor. Bir maç sonucu öyle ya da böyle, terörle ne alakası var ya! Bütün bir ilçeye hakaret etmenin, saldırmanın manası nedir? Sahipsiz değiliz.
Okul bazında dahi katıldığımız her müsabakada sırf Karakoçanlıyız diye haksızlığa uğradık yıllarca. Amatör maçlarda da – ki bu son maç bunun en güzel göstergesi – illaki aleyhte bir şeyler olacak. Kesinlikle o koltuk kırmaları tasvip etmiyoruz ki tribündekilerin çoğu da müdahale etti bunu yapanlara. Hem dediğiniz gibi 150 kişi kırmış olsa orada koltuk kalmazdı. Bizler devletimizin ve halkımızın olanı korumaya, ona sahip çıkmaya donanımlı insanlarız. Sizler de lütfen başlık atarken Karakoçan’ın da bu şehrin en güzel ilçelerinden biri olduğunu düşünerek atın. Niye mi diyorum? Bakın, siz başlığı atıyorsunuz, sosyal medyada o haberin altında tertemiz bir ilçeye edilmedik hakaretler, küfürler kalmıyor. Buna sebep oluyorsunuz. Maçta mıydınız? Taraf mısınız? Gülüşkür’den ötesi bu şehre ait değil mi? Dünya kadar masraf ediliyor bu müsabakalar için. Elini taşın altına koyan yöneticilerimiz, takımı çalıştırmak için fedakarlık yapan teknik ekibimiz, yıl boyunca top peşinde koşan futbolcularımız, bu gençlere sahip çıkan siyasilerimiz, destek veren gurbetçilerimiz, esnafımız, gençlerin yanında olan sivil toplum kuruluşlarımız ve neticede ilçe halkımız var. Gençleri her türlü terörden, uyuşturucudan, maddeden bilmem ne tür beladan alıkoyan bu insanlara destek vermeniz gerekir ve bu maçların sahada oynanıp kazanılması için de sağlıklı bir ortam yaratmanız icap eder. Şimdi soruyorum size: Orada mıydınız?
Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, emniyetin kameralarına baksın bir zahmet. Uzaktan ahkam kesmek kolay: 150 kişi… O tribünde ben de vardım. Hiç de dediğiniz gibi 150 kişi oradaki koltuklara zarar vermedi. Hatta polise yardımcı oldu, oradaki kendini bilmez üç beş kişiyi uyardı, onlara kızdı ve tabiricaizse onları derdest edip tribünün dışına çıkardı. Bakın kameralara. Hem 150 kişi o koltukları kırsa – fotoğrafa bakın – orada hiçbir şey kalmazdı. Anlam veremediğiniz şey sadece bu olsun. Bizim de maç öncesi ve sonrası tahrikler, bu başlık ve açıklamanız olmak üzere anlam veremediğimiz çok şey var. O tribünler hepimizin, bunu bilin siz de. El insaf! Okullardaki sıralar da bizim, sokaktaki direkler de, tribünlerdeki koltuklar da. Yani Elazığ’da başka bir müsabakada hiç olmadı mı bugüne kadar böyle şeyler? Bakın tasvip etmiyoruz bunu ama genelleştirmenizi de kabul etmiyoruz. Karakoçansporda oynayan Elazığlı kardeşlerimiz de var. Onların aileleri vardı tribünde. Kadınlar vardı. Çocuklar vardı. Engelli kardeşlerimiz vardı. Polisimiz vardı. İlçe protokolü vardı. Sizden kimse var mıydı?
Spor kardeşliktir, birliktir, dostluktur. İnanın alkışlamasını bilir Karakoçan halkı. Yeter ki adil olsun her şey, tarafsız olsun, kardeşçe olsun. Basın da tarafsız olmalı, kurumlar da, hakemler de… ama nerede? Kimseye teşekkür etmiyor, başarı dilemiyorum. Tavrımız bu olmalı. Bazı haksızlıklar düzelenene kadar bu ilçenin insanı, protokolü ve sahipleri böyle posta koymalı diye düşünüyorum. Her sene aynı hikayeleri dinlemekten bıktık. Ya da sene başı birinci ilan edilsin arzu ettikleri takım, ilçeler de takımlarına bu kadar masraf yapmasın. Yazıktır.
Karakoçan da Elazığ’ın bir ilçesidir. Sizin kadar bizimdir de bu ülke. Ötekileştirmenin anlamı yok birbirimizi. Ortada bir yanlış varsa hepimizindir. Üç beş kendini bilmezin yaptığını bütün bir takıma, bütün bir tribüne ve ilçeye mal edemezsiniz. Oradaydık, emin olun anında müdahale ettik de. Size de müdahale ediyoruz. Bu başlık yakışmadı size. Karakoçan halkı takdir etmesini bilir ama tehditi ve hakareti asla kabul etmez, buna boyun eğmez. Ne olursa olsun bazen kazandığınızda kaybedersiniz bazen de kaybettiğinizde kazanırsınız. Karakoçan maçı kaybetti ama bence çok şey de kazandı. En önemlisi de kenetlenmeyi, birlik ve tek ses olmayı…
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.