Adam şairdi ve geceye hükmediyordu. Bu hükmü mecazi olarak algılayın lütfen, her şeye siyah bakıyordu. Düne, bugüne ve yarına dair… Göğü simsiyahtı, kelimeleri, özlemleri…
Ama onda beyaz olan tek şey sevdasıydı, sevdiğiydi delicesine. Bunu ilan ediyordu her yazdığında. Böyle sevilmek her kadına nasip olmaz diye düşünüyordu onu okuyanlar. Böyle seven kalmamış gibiydi yine onlara göre zamanımızda. Karaladıklarını anında paylaşıyordu ve paylaştığı anda beğeniliyordu herkesçe.
“Kemiği etten sıyırır gibi temiz sevdim seni
Bir gram dahi hile olmadan
Bir damla dahi sahtelik kokmadan
Buz tutmuş demire dilimi yapıştırır gibi
Bir jileti tutar gibi keskin taraflarında
Herkesi karşına alır gibi,
Tek başına, tıklım tıklım dolu bir tribüne karşı
Tezahüratsız, alkışsız, şeksiz sevdim seni
Canı bedenden alır gibi temiz sevdim seni” Bu sözlere muhatap olan durabilir mi yerinde sakince? Karşılık vermeden dayanabilir mi? Bu yüzden sevdiği kadın ona cevap olarak şunu yazdı:
“Sana bir gök dolusu hüzün getirdim sırılsıklam ıslan diye.” yazdı. Sonra: “Aklıma sen geldin, ömrümün en güzel an’ıydı.” diye yazdı ve bu hikâye böyle sürüp gitti şiirler arası aşk seyahatlerinde. Kadınsa elinde bir mendille kalakaldı aşk sahillerinde.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.