“Giresun’da 16 yaşındaki Sıla Şentürk eski nişanlısı tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.”
Haber sitelerine düştü bu haber.
Düşmez olaydı.
Olmaz olaydı.
Kaçıncı kadın cinayeti. En az cinayet kadar kötü ve korkunç olan da artık bu cinayetlerin kanıksanması…Sadece haber sitelerinde, gazete köşelerinde bir haber. Habere bak, caniye lanet mevtaya rahmet oku, sonra genelgeçer klasik bir ahkam kes ve geç git. Hikayesi bu kadar bir cinayetin. Yarın bilmem kaçıncı kadın cinayeti olunca ezberlenmiş sözlerle yine aynı şekilde hareket et ve bilinen şeyleri papağan gibi tekrar et.
Hiçbir şey değil bir kadının hiçbir canlının yaşamından daha önde değildir.
Bu kavgada yenilen daha önceleri olduğu gibi yine, yeniden hep kadın oluyor.
Toplumun patlayan damarlarında akan bir kandır bu cinayetler ve ne yazık ki akan bu kan; tamponla, fitille duracak gibi de değil. Şiddetin ayyuka çıktığı, istismarın kol gezdiği, tacizin rutinleştiği ve tecavüzün arttığı bir zaman diliminde ve coğrafyada “Dur bakalım daha ne olacak?” diye diye memlekette kadın kalmayacak.
Artık cinayetler yediden yetmişe her yaş grubunda.
Bakıyorsun arkadaşı katlediyor gencecik kadını.
Başka birini, eski erkek arkadaşı…
Kızı töre adına babası…
Kardeşi namus uğruna…
Ve daha onlarcası bilmem ne için.
Öldürmeye o kadar çok neden buluyorlar ki yaşatmaya – bunu üzülerek söylüyorum – bir vesile bulamıyorlar. Elde bıçak, belde silah hiçbir şeye, kimseye yok eyvallah! Hani çiçek desem, çikolata ya da? Kızgın ve öfke dolu bir bakış yerine tatlı ve ferahlık veren bir bakış. Ağza sürdüğünüz hakaret ve küfür mermilerinin yerine çiçekten sözler sürüp sarf edin.Emin olun hem kadını hem de sizi yaşatır sarf edilen çiçekten sözler.
Sıla’yı kesen el uyutur mu sahibini daha? O ele bulaşan kan sarmaz mı ruhunu katilin, boğmaz mı onu maktülün kanıyla? Diyecek söz kalmadı.
“Kadınsanız canınız tehlikede” diye algılıyorum bütün bu cinayetleri. En sevdiğiniz öldürebilir sizi, reddettiğiniz ya da kopuğun tekinin zevki uğruna. Töre için babanız sizi vurur ve töreyi kurtarır ama sizi kaybeder. Namus için kardeşiniz vurur sizi ve “Namusumuzu temizledim.” der ya da sokakta yürürken evinize hiç tanımadığınız samuray kılıçlı biri tarafından biçilebilirsiniz bir hiç uğruna.
Bir kadın daha düşüldü tabelasında şehrin. Artık sabır da kalmadı kimsede. Herkes kendi dalından uzak başka dallara ağaçlık taslıyor şairin dediği gibi.
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.