öyle bir vakte erdik ki her şey var hiçbir şey yok gibi
ne kadar eğilsen o kadar iyi ne kadar bükülsen o kadar kıymetli
kauçuktan değiliz ya a canım lastikten de değiliz
et ve kemikten mürekkep üstüne bir tutam ruh katılmış
faniyiz yani anlayana aşk olsun
biraz mürekkep yalamışlığımız var biraz el ayak
biraz okumuşluğumuz hariçten gazel
biraz sevmişliğimiz var cümle mevcudatı haseten parayı
biraz da meftunluğumuz a canım makama mevkie
bunlar artısıdır değer yargılarının bugün, ederidir, karşılığı olanıdır
bilirim, bilirim ve kan ağlarım halimize
kim takar erdemi, kimin umurunda onur
bir selamı dahi zalimin vesilesidir onur duymamızın
sahi kadir kıymet bilir mi eller, kimin derdi kamunun derdi ki
halimizi böyle yaz kâtip kardeş
bir devre düşmüşüz ki
sermayemiz bir tek insanlığımız kalmış
sermayeden yiyen bir toplum olmuşuz insanlık da bitmek üzere
ahlak rafa kalkmak üzere saygı göç etmiş
sevgi sadece isim olarak var
onur güneşte dahi görünmez olmuş
maharet ataletin altında saklı
yalan, saltanatın keyfinde
doğruluk, gün yüzüne çıkmaya cesaret edemiyor
liyakat o da ne yetenek hadi oradan
hak hukuk, hadi yandan a canım
bu ülke neleri yitirmekte yanan var mı
neleri kaybetmekte gören var mı
ben bir garip kaptan
başıbozuk, lafı kazık, kelimesi azık, gemisi okyanuslarda batık
karakoçan’la oyalanır durur boz bulanık
gördüm görmediğini her kulun, varsa eğer pulun herkes kulun
karanlıkta ağlayanı, aydınlıkta dertle kaynayanı, kaşığını boşa sallayanı
milleti lafla sırtının tam ortasında vuranı
beş para etmez onca pulun oynanır her türlü oyun sen olursan eğer koyun
he canım kırk yıl taşırsın sırtında tık yok
bir gün indiriverirsin ipiniz pazardadır
ah maralım, ah delalım artık yok ah halım
sen de mi söylüyorsun el türküsünü
sen de mi çiğniyorsun el sakızını
mezre’den, goman’dan, dolan’dan, golan’dan var biraz sen de oyalan
ilçemin dört bir yanından
bir çiy düşer kirpiklerimin üstüne silbus’tan
ağlamak bir hal olur a canım
dünya hoştur ama boştur, derdi rahmetli dedem
hoşluğunu görmedi ama boşluğunu biz gördük
kim demir atmış ki yeryüzüne
kim halatlarla bağlamış ki kendisini kim kazık çakmış ki
vazgeçilmezlerle dolu mezarlık var mı daha pazarlık
kalecik gibi dön yüzünü güneşe
sırtını daya tekardıç gibi dağa
karşıla yatılı gibi her geleni
uğurla gültepe gibi herkesi
sar gökyüzü gibi tüm beşeri
sakla gece gibi gözyaşını
ört geceyi üstüne sırrına vakıf olmasın hiçbir kimse
atarı tutarı yok bu işin
a canım, kuralı yok bu işin
adamın varsa ne ala yoksa elveda
ohi yaşlı bir deredir ninni söyler kendince
lüküslü günlere hasret üzülür durur kavlince
gültepe en sessiz mahallen
en şikâyetsiz, siyasetsiz, ibretengiz a canım
ne durursun bre karakoçan
bedenler başkasınınsa eğer ruhlar senindir, yitirme
eğitim şart dostlar koltuk sonraki iş, makam mafiş
son durak uçurum ama eğitim Allah’a havale, a canım, bu ne güzel iş
cümle alem allameyi cihan kesilmiş, istemem vallahi de uzaktan eğitimi
cahilliğim kafi bana, siz z-alimliğinizle devam edin
iğdesine canım iğdesine karakoçan’ın ekmek girmez yoksulun midesine
kırk yıl yazsak daha nicesini çözemez kimse dahi hecesini
katarsın gündüzünü gecesini elde yine var sıfıra sıfır
başkasının elindeyse ipiniz topaç olur dönderilirsiniz
sahte bir öpücükle cehenneme gönderilirsiniz
patlayacan a canım patlayacan mı daha ispiyonlayacan mı
seninki 24 saat can da anlayacağın bizimkisi patlıcan mı
övmen bizi sövmek gibidir, sevmen bizi dövmek gibidir
vallahi istemem bir kılını yeter ki başkasına ver talkınını
kaptan
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.