TELMİH DERGİSİ, ARALIK 2020, SAYI 18

Telmih’te memleket var, memlekette de Telmih var. Heybemizde olandır sarf ettiğimiz en güzel Türkçeyle. Kâh Karacaoğlan’dan bir selam, kâh Yunus’tan bir kelâm.  Memleketin ak boynunda göz alıcı söz dizimi ve ahenkli yapısıyla Türkçemiz bir gerdanlık gibi duruyor. Bu söz mücevharatının ustalarından istedik ki memleket üzerine en güzel inciler dizilsin.

            Telmih imza atıyor güzelliklere. Kökü mazide olan âti oluyor bir nevi. Annemizin ak sütü oluyor, bire bin veren toprağı oluyor şiirimizin. Memleket sevdalıları en güzel yazılarıyla yer aldı dergimizde. Buram buram memleket kokan bir dergi oldu. Her sayfası ayrı bir güzellik ve zenginlikte olan Telmih, çıkmış olduğu bu kutlu yolculukta bağlı olduğu toprağa ve o toprağı kanıyla vatan yapan ecdada bir nevi teşekkür ediyor bu sayısıyla.

Naçizane ve acizane kalemlerimizle bize emanet edilmiş olan “memleket” üzerine hissiyat ve fikriyatımızı dile getirdik. Bunu nefsimizde bir dava gibi gördük ve samimi bir şekilde ifade etmeye çalıştık. Herkes üzerine düşeni yaparsa  şairin dediği gibi

“Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.” bir memleket oluruz.

Kalemim kale’mdir demiş ya Kudüs Şairi bizler de kalemlerimizle kale’miz olan memleketimizi bir nevi savunuyoruz, en güzel şekilde anlatıyoruz ve doya doya yaşatıyoruz. Buna mecburuz. Çünkü bizler memleketimizin meftunlarıyız, Türkçemizin de zamane mecnunlarıyız.

Ah memleketim! Her nefeste dile gelen, her fikirde beyne giren… İnsanlara ev sahipliği yapan, onlara kapılarını açan, el veren, sırt sıvazlayan, yara tımar eden.  Sakilerin var sebillerinde. Hanların, hamamların, kervanların, kervansarayların var. Taş ve toprak ve kerpiç evlerin var. Ziyaretgâhların, mabetlerin var. Peygamberlerin var, Lokmanı Hekimlerin, Fatihlerin, Nasrettinlerin, Yunusların… Bu topraklar hor kullanılmış, nadasa bırakılmış, üryan kalmış. Harmanının nasırında şeklini bulmuş insanların. Yiğidin harman, yüreklerin Ağrı Dağı olduğu yerdir memleket. İmece usulü hallerimizle nice yüz yılları devirdik omuz omuza, el ele, gönül gönüle. Dört kitabın manası bir elifte gizliyse dört kitabın yaşam alanı da memlekette gizlidir.

Bizim memleket barıştır, kardeşliktir, özgürlüktür. Mardin’e gel desem hani; dostluğa, inanca, hürmete… Harput’a çık desem, Ulu Cami’ye, Eğri Minare’ye… Bitlis’e gel desem hani; Hasankeyf’e, Balıklı Göl’e, Zap Suyu’na, Fırat’a, Munzur’a, ah Tamara’ya…

Kol kola nice savaşlardan çıktık, nice acıları sineye çektik. Nice zılgıtlar çektik semaya ağlayarak. Nice yıldızları kayarken gördük karanlıklarımızda. Bizler dilek tuttuk yarınlar adına, bazıları taziyeye durdu her kayan yıldızdan sonra.  Sızlarım bugün Arif Nihat ASYA gibi uzaklardan, yanarım, sorgularım.

“Şu yakın suların

Kolu  neden bükülmez

Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin

Benden doğar, bana dökülmez?” Benden doğan neden bana dökülmez? Biz etle tırnak, can ve ten, un ve ekmeğiz. Olmazsa olmazız yani. Doğu’daki bir kalp çarpıntısı Ege’deki kalp çarpıntısıdır. Karadeniz’deki bir dalga Akdeniz’deki bir dalgadır. Batı’daki bir hüzün Doğu’daki bir hüzündür. Güneydoğu’daki bir sarsıntı Marmara’daki bir sarsıntıdır. Hani der ya söz ehlinin biri “Senin parmağına diken batsa benim parmağım kanar.” öyledir memleketimiz. Ne yana baksam bir alınganlık, neye dönsem bir isyan? Bu öfke neyin nesi kimin fesi? Sen memleketimsin unutma! Nuh’ un otağı, İbrahim’in yatağı, Karacaoğlan’ın Toros’u, Yunus’un sevgisi, Mevlana’nın gönlü, Hoca Nasrettin’in nüktesi, Hacı Bektaş’ın can diyarı, Tapduk’un dergâhı… Kerem ile Aslı, Ezo Gelin…

Kar kokar insanların; bal kokar, yâr kokar, toprak kokar. Rüzgâr bakışlıdır kızların, havalıdır kartal gibi delikanlıların. Ninelerin mani söyler, dedelerin harplerini anlatır eskinin, askerliğini bitmeyen. Bire bin veren tohum gibidir memleket; ne ekersen milyon katı…  Sevgiden yana nasiplenmiştir, gönülden yana mayalanmıştır, aşktan yana demlenmiştir. De hele kara gözlüm neler var derununda daha? De hele yağız tenlim neler var daha çıkınında? Daha neler var heybende insandan yana?

Bugün Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde ve işte birlik” prensibiyle hareket etmemiz gerekiyor. Dahili ve harici o kadar bedhah var ki güzelim memlekete göz diken bizim de bunların karşısına sıkılmış tek bir yumruk gibi çıkmamız gerekiyor. Kimin istidadı her neye varsa – sporsa spor, şiirse şiir, siyasetse siyaset –  o alanda memleketi yüceltici ve birleştirici şekilde o istidadın hakkını vermelidir herkes.

18. sayımız memleket dosya konusuyla çıktı.

Memleket sevdalılarına selam olsun.

GÜRHAN GÜRSES

Önceki İçerikYÜREĞİ ELİNDE
Sonraki İçerikSENDEN VAZGEÇENE RAĞBET ETME GÖNÜL
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.